SOLUK MAVİ
Benim kalbim,
Yoluna örünen duvarları yıkar
ardın sıra gizlenen umutsuzlukları
Bir baştan başlayan,
taşra'daki tüm hayal kırıklığını
Acılar bilirim insanlara dair
Kaybedenlerin söylediklerini
Kaybedenlerin neler çektiklerini
İbru'ü'l Kays'ı Kerem'İn Aslı'sı
Bilirim hepsinin vardır
Bir kavuşamama tutsaklığı
...
Bil isterim
Benim kalbim kazılmamış bir topraktır
El değmemiş çorak bir toprak!
O kadar kırılgan bir o kadar yumuşak
Ekilmesini isterim hatta filizlenmesini
Yıkılan duvarların çukurlarından açmasını
Dualarımda onlarla beraber ıslanmayı
Hatta en çok senle ıslanmayı...
İstanbul'un mısralarında gizli Yahya Kemal
Bursa'da yaşlanır koca bir çınar
Bil isterim
Ben Bitlis'te beş minare misali yıkılmaktayım
Hoyrattır bu coğrafyanın yaşamı
Hele biri yoksa sol yanında,
Kapının eşiğinde duruyorsam hala
Apansız ve yalnız
Bil isterim
Ben yıkılmak değil,
Yükselmek, yükselmek isterim
...
Biz bu dünyanın katran karası elleri değiliz
Hayır! Hayır! biz
Ellerinde duacın, perde ardından ıhlamur kokun
Lambada sönen ışığın,
Umutsuzluğu işgal ettiği yerdeyiz
Yüreklerdeyiz taa içlerde bir yerde,
Yani Carl Sagan'ın soluk mavisinde
Kalabalık bir şehirde
Kalabalık bir yaşamda
Kalabalıklar içinde
Sen ve ben
Bir'birini bulma telaşındayız...
Suç mu ceza mı,
rüya mı bu yüreğimin kandil yangınları
Aşkın terbiyecisi olmak değil
Yaşatmak, yaşamak, yaşarken
Yaşabildim diyebilmek için
Yazdıklarımın manası...
Haritamı düşlerimle çizerdim
Göğü ve yeri, yağan yağmuru, sokak lambasını
Sen rengine boyardım
Öyle bir gece vakti düşlerimden atlarken
Sana dolanır donardım
Bir buz tanesinin hacminde yanardım
Bilirdim ben kendi iç halimde tahakkuzda
entirakalar,
sahte evraklarla savaşa hazırdım
Yenildim,
tattım acıyı ve gerçeği ve düşselliği ve aşkı anladım bilek uçlarımdan kağıda kadar aşk imiş bende ne bıraktığın...
Kayıt Tarihi : 14.12.2022 00:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!