Sancı içimizde yuvalanan kıdemli dağılıştır
Depreşir aşk söylenceleriyle…müstehzi
Vurmasın kıyılarımıza kopmasın içimizdeki kıyametler
Belki narin belki değişmeyen uzayış öylesine doluluk
Henüz yanaklardayken sarkıp
Utana utana eriyen parelerimizin meydan kavgaları sürüp gider
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Ey taşralardan şikayet eden şair. Büyük şehirlerde okudunuz üniversiteyi. Sanki çok daha mı iyiydi taşralardan... Büyüdükçe taşralar, kentleşme yolunda kaybetmişlerdir bütün masumiyetlerini...
Detaylara gelince; Bunca ayrıntı en ince noktasına kadar anımsanıyorsa henüz solmamıştır ve solmaya da niyeti yoktur. Solmasın bence de...
Kutlarım şiiri ve sizi öğretmenim. Nicelerine...
Ama hala 'capcanlı' o ayrıntılar...
Zaten solduran biz değildik... Sahipsiz sancıların nedeni de...
'Taşralı' olmak, kentsoylu yozlaşmışlıktan iyidir bence...
Baharı da adam gibi yaşarız, zemheriyi de...
Tebrikler Değerli Necdet..
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta