Aşk-ı Seyyah
Güvercin kanatlı sevdanın yelkeninde,
Bizdik kafesi açık müebbet kuşları.
Islak semtlerin sis kokan billur teninde,
Bizdik aşkın ayak bastığı kum taşları.
Bizdik al al gamzeler açan gül dalında,
Gönül bağında bizdik alevleri yakan.
Bizdik ucubelerin hayasız falında,
Loş ışıklı evlerin perdesinden bakan.
Sızısı yürekleri yakan naraların,
Hayalinde vardığı şanlı şehir bizdik.
Dört nal üstünde kısrak başlı haraların,
Alaca yelesinde tüten sihir bizdik.
Biz küreklerin yalad ...
Hayallerim /okyanus, / ümitlerim / bir dehliz,
Okyanus / sularında / kaybolmuş /gibidir an,
Ümitlerim /kaybolmuş /arta kalan /bir tek iz,
Bir dehliz /gibidir an /bir tek iz, /bir damla kan.
endülüs şarkısında rakkase gölgesi
ışıklar med cezir, meydan yalın ayak
rüzgârdan nameler okunur açık gözlerde
duvarlara yankısı düşer kıvrak çalgının
bir el tef'e dokunur
bir el geri atar zülüfleri
güvercin kanatlı sevdanın yelkeninde
bizdik kafesi açık müebbet kuşları
ıslak semtlerin sis kokan billur teninde
bizdik aşkın ayak bastığı kum taşları
bizdik al al gamzeler açan gül dalında
şeftali sarısı kadifeden bir düş giyerim her gece...
ebegümeçli renkler görürüm ilkin...
ve taç yapraklarda taze bir diriliş...
gün aşığı çiçeği seyrederim hep
papatyadan fal baktığım incir ağacı gölgesinde...
öylesine üşürüm....düşünürüm.......düş gördüğüm bu gecede...
Hududu yok sevgimin deryadaki sel gibi,
Har, alev var içimde kızıl kordan çöl gibi,
Ve sen gittiğin gece bahçemdeki gül gibi,
Bir anda solamazsam kime gönül koyarım?
Fallarımda sen çıktın, dilime dolanan yar,
hüzünlerin tuzlu hüzmesinde bir demet ayrılık
namelerin acı sesinde bir tutam keder kalır....
ve yıldızlardan adın kayar
tadın kalır seni gördüğüm rüyaların sabahında
düşlerimde yâdın kalır
Ben hep Kays'a imrendim, henüz seni görmeden,
Leyla diye başlardım aşkın her tarifine,
Kader denilen terzi bana aşkı örmeden,
Nasıl bilirdim aşkın, ateşin tarifi ne?
Mecnun; Necit çölüne atılmış yanık bir kum,
(1)
güz yapraklarının en sararmış namelerinde uyuduğum
ve bir günü üç beş günde bitirdiğim günler gelir düşüme
toz pembe gibidir işte şu başımı taş olukta yuduğum
dünyaları verdiğim dün gibidir meteliksiz gülüşüme
hatırlar mısınız bilmem?
küçükken çelik çomak oynardık...
ne çok şeyimiz vardı dünyayı unutturacak.
şimdi....
kimimiz çelik oldu dünyanın elinde...
kimimiz çomak.
Dilden dile dolaşan en kıymetli nât gibi
Çölün koynunda mecnun, leylin dilinde yardım
Züleyha ateşinde kızgın bir inat gibi
Ferhat'ın terinde sır oldum dağları yardım
Asırları geçtim bir bir hattatın vavıyla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!