en aç kaldığım zamanlarda bile hayranlıkla düşerim genç kızların karanfil kokan ağızlarının içine en aşksız yaşadığım anda bile renksiz zamanın resmini çizerim gözlerinin içine kirpiklerin dahi kıskanır göz kapaklarını yan bakar bana hiç tanımadığım insanlar kışın sarılarak ısıtsak üşüyen bedenimizi ağaçlar boynunu bükmeden gölgemizde uyusa hiç nefes almasak dahi yani ölsek anlamsızca soluğu ormanda alırdık sevgilim soluğu toprakta
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla