Bir gün sahilde gezintiye çıktım,Geri dönüşte şehrin yabancısı olduğum için yolumu kaybettim.
Sahilden epey uzaklaşmış olmama rağmen, hala yürümeye devam ediyordum. Her yer gittikçe ıssızlaşıyordu. Ev falan gözükmüyordu.
Geri dönecektim, fakat içimdeki bir his kuvvetle beni ileri gitmeye zorluyordu.
Daha fazla tereddüt etmeden ucsuz bucaksız ıssızlığa doğru yöneldim. Hava da artık kararmak üzereydi. Birden hayretler içinde kaldım. Karşıma saatlerden sonra bir villa çıkmıştı. Acaba bu neyin nesiydi?
Çokta susamıştım, gidip zile bassam acaba bir bardak su verirler mi diye düşünürken, gül ağaçlarının arasında dolaşmakta olan genç bir kız gördüm. Melek kadar güzel bir kız.
Gözlerim üzerindeyken o da beni gördü. hiddetleneceğine, bana tebessüm etti. Artık su istemeye gidemezdim. Gidince ona ilk anda aşık olduğumu söylemem lazımdı. Nasıl olurdu bu? İlk anda bir kıza aşık olmak.
Evet evet, en iyisi artık her akşam buraya gelmekti. Onu görmek için saatlerce yürüsem, aç susuz kalsam da, sadece onu görmek yeterdi.
Artık her akşam işten çıktıktan sonra doğru o villanın yolunu tutuyor, onu görmeye gidiyordum. O da, perdesini açık bıraktığı için beni görünce doğru bahçeye iniyor, peri kızları gibi gül bahçesinde geziyor, gülüp oynuyordu. Açıkçası; o da bana sırılsıklam aşık olmuştu.
Yine bir akşam onu görmeye gittiğimde, bahçe duvarının kenarına kadar geldi. Ben hayretli bakışlarla onu süzüyordum. Onun bir melekten daha güzel ve sevimli yüzünü seyrediyor, bir pamuk prensesten daha yumuşak elini elimde hissediyordum.
Bunlara rağmen, hiç bir birimize ismimizi bile sormadık. Ben ona, Gonca Gülüm diye hitab ettim. O da sadece 'Güller bir gün solmaya mecburdurlar' diyerek, koşarak villaya girdi.
Bundan sonra onu bir kaç defa aramama, beklememe rağmen görememiştim. Acaba, o bana 'Güller bir gün solmaya mecburdurlar' sözüyle ne demek istemişti?
Nihayet bir gün perdeyi kapatmamış olması, onu görmeme sebep oldu. Korktuğum şeyler olmamıştı...
Ben her akşam orada onu bekliyordum. Bir kaç akşam sonra, o da dayanamayıp çıktı, geldi.
Onu görünce: Ben kendimi Gonca Gülüm, Gonca Gülüm diye haykırmamak için tutamadım. O da bana: Bak Sevda Çiçeği diyerek devam etti. Sakın bana aşık olma. Gerçi ben sana aşığım ama, biz ayni dünyaların insanları değiliz. Sen benim mevkiime ulaşamazsın.
Ben birden kendimi tutamıyarak: Hain kız deyip bir tokat salladım. Ağlıyarak yanımdan uzaklaştı. Moralim düzelince ne kadar kötü bir şey yaptığımın farkına vardım. Fakat ilk akşamlarda niye bana tebessüm etmişti, sonra niye güller bir gün solmaya mecburdurlar demişti.
Bu akşam da bana sırılsıklam aşık olduğunu ama ayni dünyaların insanları olmadığımızı söylemişti. Ne tuhaf şeylerdi bunlar. En iyisi eve gitmekti.
O gün sabah erkenden yine işime gittim. Paydos saati gelmek bilmemişti. Büyük adımlarla villaya doğru ilerliyor, adeta koşuyordum. Villaya geldiğimde, perdeler kapanmış, hiç bir yerden ışık bile sızmıyordu. Oysa ben bu akşam özür dileyecektim.
Sonraki gün iş yerinde bile duramadım. Daha saat onda izin alarak villanın yolunu tuttum. Koşarak gidiyordum. Neden? Bilmiyordum. Telaştan bir taksi ile gitmek bile aklıma gelmemişti.
Villanın önüne geldiğimde, kalabalık insanlar gördüm. Şaşırdım! Allahım neler görüyordum. Hayır hayır bu olamazdı.
Benim Gonca Gülüm hiç solmamalıydı. Allahım bu nasıl olurdu. Gözlerimden akan yaşları kurulayıp villa bahçesine girdim. Yaşlı bir bayana: Ne olmuş diye sorunca; ağlıyarak: Bizim Gül şu son günlerde sarardı soldu. Bir de; bir delikanlıya aşık olmuş, dün akşamda onunla atışmışlar. Ona ince hastalığı olduğunu söyleyememiş. Sadece sakın bana aşık olma diyebilmiş. Akşam geç saatlerde de, Sevda çiçeğim, Sevda çiçeğim derken; solmuş gitmiş.
Artık kaçıyordum. Kaçmalıydım. Ben katil olmuştum. Ben artık bir katildim. Gonca Gülümü ben soldurmuştum.
Kulaklarımda hep onun sesi, Sevda Çiçeğim, Sevda Çiçeğim diye çınlıyordu. Artık ölüme kadar kaçabilirdim.
Kayıt Tarihi : 28.9.2006 18:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1972 yılında bir gazetenin açtığı hikaye yarışması için yazdığım ve benim ilk denemem. Bunu sizlerle paylaşmak istedim.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!