Denizden esen rüzgârın etkisiyle saçları uçuşuyordu. Gözleri, denizin en uzak noktasındaki dalgalara takılmıştı sanki. Sahildeki kumlar, beyaz köpüklerin içinde, su ile kara arasında kalma mücadelesi içindeydi.
Hiç bu kadar kendi düşünceleri ile baş başa kalmamış gibi görünüyordu. Yanından geçip, sahilde gezinen insanların bile farkında değildi adeta. Farklı bir ruh âleminde gezintiye çıkmış gibi bir görünüşü vardı. Düşünceleri onu çok farklı bir zamana götürmüştü. Çok üzüntüler ve sıkıntılı günler geçirmişti. Bir an bütün yaşamı gözünün önünde beliriverdi.
“ Çok mutlu bir çocukluk geçirmişti. Geniş bir aileye sahipti. Mutluluk dolu bir yuvası vardı. Anne ve babası evliliklerini sağlam temeller üzerine kurmuşlardı. O yüzden de hiç kavgalarına rastlamamıştı çocukluğunda. Selin ailenin de ilk torunuydu ve her istediği yerine getirilmişti. Ama şımarık değildi.
Bu şekilde süren yaşantısı su gibi akıp gitmişti. Liseyi bitirdikten sonra, üniversite sınavına girmiş, hayali olan Hukuk Fakültesini kazanmıştı. İlk defa ayrılacaktı yuvadan. Kendi ayakları üstünde durma isteğinin yanında, buruk hissetmişti kendini evden ayrılırken. Kendinden küçük bir erkek kardeşi vardı. Ve çok bağlıydılar birbirlerine. Üniversiteyi kazandığı ve ayrılacağı zaman daha fazla hissetmişti bu duyguyu. Onunla her gece uyumadan önce saatlerce sohbet ederlerdi.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
duygu yoğunluğu oldukça fazla,etkili ,akıcı ,anlaşılır güzel bir öykü okudum..Duyguların dile getirlişini ,vurgular ve ifade edilmek istenen konunun öyküye bütününe yayılması özellikle final bölümündeki tasvirlerle pekiştirilmesi şiiri güçlendirmiş..
Tebrik ediyor,saygılarımı sunuyorum..
+10 puan
not: ben bu yazınızı daha öncede okumuş ve çok ama çok beğenmiştim yüreğimle eğiliyorum saygın kalemin önünde)
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta