Yusuflar-la yeşeren çöllerin içindeyim,
Belirsizlik içinde gitmiyor ayaklarım.
Meçhule doğru giden kervânın göçündeyim,
Biliyorum ansızın sönecek ocaklarım.
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Kutsal bir beste ile yüreğim hep raks eder,
Böyle kurulmuş düzen gelenler geri gider.
Benim şu garip gönlüm hep yoluna derbeder,
Sevabımı unutur günahımı yoklarım.
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Belli ki Yaradanım sabrımı sınar durur,
Bilmem kaçıncı kere beni yürekten vurur.
Lâl olurken dillerim göz pınarlarım kurur,
Ömrümün son deminde hep çıkmaz sokaklarım.
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Günbegün eksilmede hızla geçer zamanım,
Ne zaman kederlensem arş’a çıkar figânım.
O dur derdimi veren yine onda dermânım,
Gözyaşımla gönlümden günahımı paklarım.
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Elbet bir gün bitecek nefsimin bitmez cengi,
Bulacağım elbette aradığım ahengi.
Umutla beklediğim istiharenin rengi,
Hakka giden her yolu yâr diye kucaklarım.
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Şerifeyim ya Rabbi kıramam hiçbir kulu,
Senin aşkınla her dem yüreğim sevgi dolu.
Sırat- ı Müstakim' in kıldan incedir yolu,
Dostuma düşmanıma helâl olsun haklarım,
Karanlığın ardından sökecek şafaklarım.
Kayıt Tarihi : 24.3.2024 01:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)