Söke kamuoyunda büyük bir iş ve aş istihdamı sağlayacak olan, Organize Sanayi Bölgesi Projesinin önünde, hiçbir yasal engelin kalmadığı öğrenildi.
Söke Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanlığınca; 20 Nisan 04 Salı günü, saat: 16.00’da Söke Sanayi Sitesi, İdare binası OSB toplantı salonunda yapılacak olan “Danışma Toplantısı”na çağrı yazılarında, gelişmelere kısaca değinilerek, ön bilgi verilmiştir. Kısaca, özetle verilen ön bilgilerde; “1996 yılından beri çalışmalarını sürdüren Söke Organize Sanayi Bölgesi tüm yasal engelleri aşarak; Jeolojik ve Jeoteknik etütleri yapılmış, zemin vizesi alınmış, 185 hektar olan sınırlarımız onaylanmış, Bakanlıkça Kamu Yararı Kararı alınarak, kamulaştırma yetkisi OSB’mize verilmiş, DSİ, TEDAŞ ve TEİAŞ’DAN enerji hattı ile dere yataklarının deplasman izinleri alınmış, Etüt Proje Mühendislik Hizmetleri ihale edilerek, İmar Planları Bakanlıkça onaylanmış ve İl İdare Kurulu Kararı ile yürürlüğe girmiştir.” Denilmekte, son durum; “Şuanda Söke Organize Sanayi Bölgesi’nin önünde hiçbir yasal engel kalmamıştır.” Şeklinde izah edilmekte, “Dileğimiz; arazilerin bir an önce satın alınarak, fabrika inşaatlarının başlamasıdır” denilerek, gelinen son aşama belirtilip temennide bulunulmaktadır.
Söke OSB’nin tümünün kamuoyuna mal olması durumunda, 15 bin kişiye istihdam yaratacağı, Söke’mizin çehresinin değişeceğinin altı çizilerek, vurgulanmaktadır. Bu, gözden kaçmamalıdır.
HAYDİ SÖKELİLER SIRA SİZİN…
Haydi Sökeliler sıra sizin, buyurun sahneye…Böylesine büyük, böylesine güzel bir projeyi sahiplenin artık.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta