SÖKE’DE TİYATRO Hüseyin AKKAYA
O5. 05. 2004
Tiyatro, bir ülkenin eğitimi için en yararlı ve en etkin araçlardan biridir. Hatta en önemlisidir diyebiliriz.Ülkenin yüceldiğini ya da çöktüğünü gösteren bir barometredir. Duyarlı olan, doğru olan, doğru yönetilmiş bir tiyatro bir halkın duyarlılığını birkaç yıl içinde geliştirebilir buna karşılık, uçmaya yarayan kanatları at tırnağına dönüşmüş, yani soysuzlaşmış bir tiyatro bütün ulusu hantallaştırır ve uyuşturur demiştir, çağımızın büyük ozanı ve tiyatro adamı FEDERİCO GARCIA LORCA.
Söke’de Amatörce tiyatro çalışmaları 1982 yılında başlamıştır. O zamanın İlköğretim Müdür Yardımcısı Nevzat SEÇEN, Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı Hüseyin AKKAYA ve esnaftan camcılık yapan ORHAN KALAYCIOĞULLARI’ nın bir araya gelmesiyle, Amatör Tiyatro Topluluğu kurulmuştur. İlk oyunları Ali YÖRÜK’ ün ÇATALLI KÖY adlı oyununu birkaç ertelemeyle birlikte 4 Haziran 1983 tarihinde Ticaret Lisesi Ömer KOCAÖ-NER Salonu’nda sergilemişlerdir.Tiyatro Topluluğu 1982 yılında kurulmasına rağmen oyunu ancak 1,5 sene gibi uzun bir zamanda sahneye koyabilmişlerdir. Bunun da sebebi bürokratik engellemelerdi. O tarikte text inceleniyor, oynayanlar tek tek araştırılıyor ve ondan sonra izin veriliyordu. Oyun iki kez, zamanı belirlenip sahneleneceği sırada izin verilmemişti. Buna rağmen amatör ruhlu tiyatrocular inatla ve büyük bir kararlılıkla oyunun sergilenmesi için çaba harcamışlardır.
O günkü kadrodan şu anda aramızda olmayan ve hakkın rahmetine kavuşan 2 köylü rolünde Ramazan BEDİZ’ i rahmetle anıyoruz. Oyunu Hüseyin AKKAYA yönetti. Işık ve dekor işlerini M. Ali KARAYAĞIZ yaptı.
Topluluk ÇATALLI KÖY’ den sonra Cevat Fehmi BAŞKUT’ un GÖÇ adlı eserini sahneye koydu. Ticaret Lisesi Salonu’nda seyirci karşısına çıkan tiyatrocular GÖÇ ‘ de başarılarını bir kez daha tekrarladılar. Oynandığı tarih 27 Kasım 1983.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gözlerime inanamadım...Yolunuz açık olsun demekten başkası gelseydi elimden...
Söke'ye selâm olsun. Sahneden bakan , sahneye baktıran yüreklere de...
Gülgün Çako
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta