Sokakların Gece Mırıltısı

Soğuk bedeni yalar da hissizlik kaplar benliği
Eller cepte belli üşümek var ritminde dişler kenetli
Arzular tüm tükenmişliğiyle belli belirsiz sayıklar
Hele ki açlık varsa hele ki mekan yoksa gidilecek
Ne dost var görülecek vay ki ne yâr var öpülecek
İşte yalnızlığın dansında gece korkunç bir hakikattır
Yol bilmez iz bilmez bir kimsesizlikle uğuldar kaldırımlar
Köpeklerin hırıltısında bir sıcaklık arar bakışlar
Takat yok hırs yok duygu yok bir belirsizliktir akan
Sabahçı kahvelerinde bazen bir bardak çayın ısısı
Bazen halden anlamaz kuytularda karanlık yoldaş
Yapraklar kâğıtlar poşetler kederler uçurur rüzgâr
Neon tabelalar ışıklı vitrinler kompozisyonunda şehir
Tek tük tekinsiz insanlardır boy gösteren gölgelerde
Ki büyür büyür yaklaştıkça uzar uzar kimbilir kimlerdir
Kimi sarhoş kimi berduş kimi kendince terkedilmişliklerdedir
Ucuz şarkılar pavyonlardan taşar sokağa bol alkollü
Arabesktir çoğu veya kötü seslendirilen sanat müziği
Sallanan sallanan elemli hayatlardır dağılan sokaklara
Şehir uyur sıcak evlerinde insanlar uyur bilmezler ki
Uyumayanlar vardır lanetli kuytularda güneşi bekleyenler vardır
Ya çöplerden artıklarla ziyafet çekerler kendilerine
Ya kör nefislerine çamurdan hayaller sıvarlar cahilane
Tenekelerde ateş yakar Türk usulü ısınır cümlesi bitap
Tembel ruhlar limanında umutsuz kafileler dolaşır
Suça meyilli avare ömürleri hep bu minvalde toplaşır
Bedava havayı teneffüs ederler bedava sular tüketirler
Sözlüklerinde yoktur konfor kılıksız körlüklerle beslenirler
Sokaklarda gâvur bir ayazın ihtimalsiz saatleri gezer

Hızlı ve telaşlı adımlar da vardır apartmanlara uzayan
Endişeli gözlerle paltolarına sımsıkı sarılmışlar vardır
Aralarına gezmeye çıkmışlar karışır tek tük olsa da
Vakti unutmuş arabası yok çoluk çocuk gezmeden dönenler
Birkaç bira ve patates cipsi peşinde açık büfe gözetleyenler
Çoğu ekmek peşinde uykuyu özlemişler vardır
Ki vardiyadan çıkmış işçilerdir veyahut polisler bekçiler
Gece çalışanları bilumum nafaka peşinde taksiciler
Ki pek müphemdirler ve aceleci belli bekleyenleri vardır
Sıcak evleri sıcak yemekleri eşleri ve gürbüz çocukları vardır
Şikayetleri gecenin sinsiliğine biraz olsun karışmaktır

Ölgün ışıklarıyla şehir garip insanlar doğurur loş loş bakan
Karanlıktır bazısı,bazısı arsız hülyalar dünyasından gelmedir
Topyekûn hücumdadır ağaçlar ve evler ışık-gölge oyununda
Pencerelerde ve dallarda hayaletler kol gezer kalıpsız
Terinden duman çıkarır toprak şekilsiz ölüler mi gelir
Islığında rüzgârın sakin bir titreme mi vardır adsız
Bazen bir tren sesi yırtar gecenin sessizliğini de uzar uzar
Yollar delirir sokaklar ağlar kaldırımlar benzersiz güler
Mağlup anılarıyla insan bu hengamede an an kaybolur
Sokağın gece mırıltısı en yumuşak yerinden benliği yutar

Kasım 2007