“Sokaklarda her adım, alnımdaki her satır
Ya dünün günahını, ya seni hatırlatır...”
Ruhum, hazan mevsimi, en karanlık çağında
Vehimli bir cinneti taşıyor kucağında
Sessizlik, kör ve sağır; gök bakır, soğuk taşlar
Meçhule koşan hayat, çıkmaz sokakta başlar
Iztırabı ruhuma sarmasam kanım damlar
Gölge, siyah hayalet; ruhsuz ruhsuz adamlar
Karanlık sokaklarda karşıma çıkar birden
Sanki kalkmış cesetler, birer birer kabirden
Farz et ki, bir sokağın ruhunda yaşıyorum
Yumuk avuçlarımda bir hayat taşıyorum
Duyup hissediyorum yalnızlığın sesini!
İçime çekiyorum korkunun nefesini
Dilime sükût düşer, aklar dolar başıma
Çisil çisil yağmurlar karışır gözyaşıma
Çığlık, eski evlerin sanki bir iz düşümü!
Bilinmez bir adreste kaybetmişim düşümü
Sokaklarda korkunun her hududunu aştım
Bir ışık huzmesinde saatlerce dolaştım
Her adım beni daha bir çıkmaza salmakta
Yürüyorum… Gölgeler; uzayıp, kısalmakta
Hangi sokak, bir kuytu köşede beni saklar?
Bir labirent misali çıkılmaz bu sokaklar!
Kaldırım taşlarını ıslatmış kanlı yaşlar
Tutmuş köşe başını sırıtıyor ayyaşlar
Paslı demir kapılar pencereler karanlık
Yaşamakta, ölmekte; sokaklarda bir anlık
Gecenin sessiz kalbi yüreğimde atıyor
Bu heyula geceler bir kâbus yaşatıyor
Yıkık taş duvarlarda silinmiş eski izler
Çürümeye yüz tutmuş; eller, soluk benizler
Vehim içinde vehim, saat öyle bir an ki?
İns ü cin yüreğimde cirit atıyor sanki
Korkunun soğuk sesi duvarlarda akseder
Aşüfte acuzeler sokaklarda raks eder
Yalnızlık, korku, ecel; ruhumda bin bir elem...
Karanlık sokaklarda başlar benim meselem
Kuytu, izbe sokaklar; elem, keder ve acı
Telefon direkleri kurulmuş darağacı
Beni asacak gibi üzerime eğilmiş
Dayandığım duvarlar bile sağlam değilmiş
Soluk soluk benizler; kuru kuru ağaçlar
Etrafında pervane olmuş sefiller, açlar
Hayal gerçek arası tane toplayan kuşlar
Düşünürken üstüme göçüyor sarp yokuşlar
Önümde pırıl pırıl serapa çarpan şule
Yürüyorum arkama, bakmadan bir meçhule
Alaca karanlığın sırrını aşıyorum
Bir cinnetin içinde cinneti yaşıyorum
Esrik bakışlarımda loş bir şafak atıyor
Huzme huzme bir nokta ufkumu kuşatıyor
Aydınlık bir caddeyi buluyorum karşıda
İn-cin cirit atıyor bir kapalı çarşıda
Ayaza keser mevsim, insan güneşte üşür
Garipler ağıt yakar, divaneler gülüşür
Sokaklarda meçhule uzanan hayat budur
Sokaklar, kaç garibin, kaç evsizin yurdudur
Bir bankta hafızamdan silindi gitti adım
Uyandım, sırılsıklam; bir sokakta ağladım!
“Sokaklar, kaç günaha, kaç niyaza gebedir?
Tövbeler meskûn mahal, günahlar göçebedir”
Kayıt Tarihi : 27.12.2010 11:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Seyit Kılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/12/27/sokaklar-i-3.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!