Sen hiç yaz ayında buz kestin mi üstadım,
Ben kestim hem de buzula döndü bedenim...
Lokantalara gözü takılı bir sokak çocuğuna döndü yüreğim
Boğazıma geçti yağlı ilmeğim
Asıldım...
Ben utandım utanması gerekenlerin yerine
İnsanlık adına...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
mümkün olsa dünyayı versek çocuklara, ne çok şey değişir bilseniz. bilseniz değişir insanlık sevgi olsa yüreklerde. merhametten yoksun insanlar sarmışken dünyayı çocuklar bu akşamda aç uyudu evlerde,sokaklarda,şehirlerde ve ülkelerde. dünyayı yönetenler rahat uyusun karınları tok ne de olsa.
kutluyorum yüreğinizi ve kaleminizi, sayın Doğan güzel bir şiirdi.
Sokakta yaşayan veya sokak çocuğu kadar garip ama evinde aç yaşayan gariplerin vebali hepimizin boynuna olup, bir gün bize de hesabı sorulacaktır. Onlar hepimizin çocuğu.Onlara gülmek, mutlu olmak yakışıyor, boyunlarını bükmek ve ağlamak değil. . Yaptığınız iyiliği Allah kabul etsin değerli şair . Selamlar, saygılar.
senin o güzel yüreğini bilirim kazım üstadım...içimiz acısada...şiir olarak güzeldi kutlarım...
bu arada adına yazılan şiiride okudum..harikaydı kutlarım :)))
papatyalar yüreğine sevgilerimle:)))
Bizimde doyuramadığımız yüreğimiz gibi o çocuğun açlığı...Yapabileceğimiz ne var diye hep düşünürüm...Bende çaresiz kalırım....Sadece bir öğün yemekle doymay, doyurmak gibi...Acıkacağımızı bilerek..Kutluyorum..
çok çok güzel her türlü övgüyü hak eden duyarlı ve çok güzel bir şiir...kılıç gibi sonunada derman yetmez hani.iyiki şairler var
Ve ben Kızılay'da dolaşırken Filiz'imin eteğine yapışan bir kız gördüm...
Gözlerinde açlık vardı...
Şefkate mi karnının doymasına mı ihtiyacı vardı aslında o da bilemiyordu :(
Üzücü hem de çok ..Onlar enkaz bakışlı çocuklar..Onlar şanssız güller...
ÇOK GÜZELDİ ÇOKKK.. KUTLARIM....
Toplumsal sorumluluk duygusuyla ,sevgi dolu yüreğinizden dizelere dökülen şiiriniz için kutluyorum.
Sen hiç yaz ayında buz kestin mi üstadım,
Ben kestim hem de buzula döndü bedenim...
Lokantalara gözü takılı bir sokak çocuğuna döndü yüreğim
Boğazıma geçti yağlı ilmeğim
Asıldım...
Ben utandım utanması gerekenlerin yerine
İnsanlık adına...
Gözlerimi kandıramadım,
Yağdım....
Sn.Doğan..İnsanlık adına!!! insan yüreğinizin.. isyanını okumak ve paylaşımınız çok güzeldi...teşekkürler..kaleminize sağlık..
Ülkemi bu hale getiren ve bugüne kadar ceplerini ve
Yandaşlarını kollama siyaseti güden paralarına para
Katan siyasiler
Yeter artık cebinizi doldurduğunuz
Artık silkinip birazda halkınızı düşünün
Aç kalan insan ne yapar bilirsiniz....
BU BİR YÜREĞİN İSYANIDIR. HEMDE MİLYONLARCA YÜREK ADINA...
DÜYARLI YÜREĞİNİZİ ALKIŞLIYORUM ÜSTADIM. GÖNÜL DOLUSU TEBRİKLERİMLE...
toplumsal içerikli çalışmanıza katılmamak mümkün mü?yüreğinize sağlık.kutluyorum,dost.
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta