SOKAK ÇOCUĞU
Kışın tam ortasında yapayalnız bir çocuk.
Yaşı altı kanımca belki de altı buçuk.
Ne ayağında pabuç ne sırtında bir gocuk.
Ağlamaklı yaklaştım ağlamaklı çocuğa.
O küçük eller nasıl, dayanır bu soğuğa?
Etrafta ne bir anne ne de bir baba vardı.
Hava is kokuyordu, yer de diz boyu kardı.
Güvendiği tek dostu yaslandığı duvardı.
Merhem olurum diye ellerimi uzattım;
Kanayan yarasına istemeden tuz attım.
Masmavi gözlerinde hayata küskün bakış.
İlmik ilmik oturdu yüreğime o nakış.
Belli ki bir farkı yok, tüm mevsimler ona kış.
Bahar bile görmeyen yazı nereden bilsin?
Yanaklardan süzülen gözyaşını kim silsin?
Ağır ağır doğruldu, gözleri kapalıydı.
Kalbim duracak sandım, gelir mi kalır mıydı?
Tavrındaki o mana malumun ilamıydı;
“Bırak” diyordu sanki; “bırak, yalnız kalayım”,
“Çıkardığın kuyunun, en dibine dalayım…”
O küçücük masum kız haber almışçasına;
Birden bire fırladı şaha kalkmışçasına,
Kar tutmuş, o bembeyaz sokağın karşısına.
Ben koştukça o kaçtı, ardından bakakaldım.
O an dünyam yıkıldı, ben de altında kaldım!
Sonraki günlerimin her bir akşam vaktinde,
Aynı sokak başında, aynı duvar dibinde,
Üşenmeden bekledim ilk günkü üst baş ile…
Masmavi gözlerden bir haber alamadım,
O gün bugündür hala uykuya dalamadım…
Kayıt Tarihi : 20.4.2018 10:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!