Sokağın kimsesizleriyiz be abim

Vasıf Temel Çobanoğlu
78

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Sokağın kimsesizleriyiz be abim

****Ellerim cebimde
Bekliyorken iki sokağın kesiştiği kaldırım kenarında,
Bir baktım ki,
Hemen karşıda eskilerden kalan
Harabe yıkık dökük
Yabani ağaçların boy gösterdiği yapının
Soğuk taşları dibine çökmüş
Başı öne eğik
Çenesi dizlerine dayalı
Elmacık kemikleri belirgin, yanakları çökük
İki parmağı arasına sıkışmış, dumanı tüten sigarası
Ciğerlerine çektiği nefesiyle, çukurlaşan yanakları
Sigarasından ciğerlerine çekip,
Dudakları arasından,
Yavaşça üfleyerek bırakıyor gri kirli dumanları
Şaşkın, şaşkın belirsiz bir noktaya bakıyor gözleri
Henüz yaşı da genç
Belli çaresizliğinden, duruşundan solgun bakışlarından

****Baktıkça içim sızladı
Belli ki derin düşünceler çıkmazında
Ciğerden çekip üflediği nefesiyle
İçine çekip bıraktığı sigara dumanıyla sohbeti
Kim bile bilir nedir düşünceleri
Anaya babaya mı
Yoksa sevdiğine mi hasretliği
Ya da sahiplenecek bacısı kardeşi yoksa

****Belki de düşleri gök kuşağı renklerinde çok renkli
Sigarasından çekip üflediği
Dalga, dalga göklere yükselen dumanlardan
Belki de dilek tutuyordur mutlu olmak için yarınlara
Belki de acılarını salı veriyordur
Dönmemek üzere mavi göklere
Belki de uzaklardan özlemle beklenen bir sevgilinin
Hiçbir zaman gelmeyeceğini bildiği halde
Gelecek beklentisi vardır hayallerinde

****Hâl hatır sormak için
Yaklaşırken yanına
Selam verip uzattım elimi
Hayırdır dedim
Sanki duymazdan geldi sesimi
Selamımı tekrarlayınca
Hafiften kaldırdı başını
Solgun gözleriyle göz göze geldik
Bitkindi zorlandı kalkmak için ayağa
İncitmeden tuttum kollarından
Yardımcı oldum kalkmasına
Maşallah boy post da yerinde
Ürkek ve solgun bakışıyla
Gözlerim içine bakarak
İçten gelen samimi sesle aleykümselam abim dedi

****Hadi gel şöyle oturalım,
Anlat
Dinlemek istiyorum hayat hikayeni
Nedir derdin nedir seni bu hallere düşüren
Islandı kirpikleri
Birden parladı gözleri
Çekingen baktı gözlerimin içine

****Derinden iç çekerek off, of be abim
Açma derdimi derdimle dertlenme
Kıymetli vaktini boşa harcayıp tüketme
Kimse anlamaz, kimse dinlemez bizleri
Kimse derdimizle dertlenmez
Anlasalar da bakmazlar yüzümüze

----Gülmenin hazzını
Sıcak bir yuvanın mutluluğunu
Hazır sofrada sıcak çorbanın lezizliğini
Başımı koyabilecek yastığım
Karlı gecelerde üzerime örtebileceğim yorganım olmadı hiç
Derin uykulardaki rüyaları nasıl anlatayım
Uykulu gecen mutlu bir gecenin
Sabahına hasretim abim
Ben hiç rüya görecek kadar yatıp uyumadım
Ben sizler gibi yaşayamadım ki
Sizlere keşke yaşadıklarımı
Kelimeler boğazıma düğümlenmeden anlata bilsem
Dayanamaz ağlarsam bağışla beni abim

----İşte bu harabe, bu sokaklar benim yurdum yuvam
Sarılabildiğim sırtımı yasladığım
Anamın babamın dizleri gibi
Başımı koyup uyumaya çalıştığım işte şu kara taş
Bu halde yaşıyorken
Ben daha nasıl güleyim nasıl neşeleneyim
Daha nasıl gözlerim, yüreğim hüzünlenip ağlamasın
Daha nasıl yanaklarım solup elmacık kemiklerim çıkmasın
Nasıl dertlenmeyeyim abim
Günlerin ayların mevsimlerin güzelliğini yaşamadan
Gençliğimiz solacak bu gibi metruk yerlerde be abim

----Hayatı akışına bıraktım nereye kadar giderse gitsin
Abim, aslında benim için
Hiçbir şey bilmemek daha güzel
Her şeyden habersiz kendi halimeyim
Yaramı sar dediklerim bakmadan uzaklaştılar
Derman aramak beyhude bu insanlardan
Nihayetinde boş verdim her şeye
Anladım ki böyle de yaşanılıyor
Bal ikram etseler zehirim olur bu saatten sonra
Gözlerimi kapatınca duygularım sakinleşiyor
Görünüşte bu yaşantımız
Kimilerine sıradan geliyor be abim

****Yüreğinde Kısa ömrün uzun hikayeleri saklı
İçindeki malum birine fısıldıyordur sevdiğini sessizce
Sözlerinden anladığım kadarıyla
Çektiği acılar büyük anlam kazanmış yüreğinde

----Umudum kalmadı
Gözlerimde parlayan ışıkla evrene bakacak
Bazen gülünce içten gülüyorsun diyorlar
Bir kere gülmekle mutlu olur mu insan söylesene be abim

----Karda boranda
Yağmurda çamurda yaşadıklarımızı
Duygularımı dökemem şiirlere
Kâğıdım kalemim yok elimde
Ölümü yaşarken tatmaktır bizimkisi
Diyorum bir fırtına esse götürüp savursa
Rüyalarımda göremeyeceğim cennet bağlarına
Acıları parça parça bölerek geldim bugüne
Ve bir umut diyerek sarılıyorum yaşama
Hayallerimi erteliyorum
Hiçbir zaman gelmeyecek o zamana

-----Beni bu halimle sorgulamayın
Aslında yüreğim sevgiyle merhametle dolu
Yüreğinizden gelen mantığın özüyle yargılayın bizleri
Sor ki hakkımızda bilmek istediklerini
Kalmasın aklında fikrinde küçük bir leke

-----Gülüp söylemeyi loş ışıklar altında eğlenenlere değil
Bizler gibi sokaklarda yaşayanlara
Yastığı taş, yorganı yıldızlı geceler olanlara sorun
Ayazın sertliğini,
Kaloriferli odalarda sıcak çayı önüne gelen
Geniş ekran televizyon karşısında
Elinde kumandası koltuğunda boylu boyunca uzanıp
Önüne konan kasesinden tane tane yemişini yiyen
Kanal, kanal gezenlere değil
Dört bir tarafı acık
Soğuktan cenin gibi toplanmış
Üzerlerine yığınla kar birikmiş
Ellerini soğuk nefesiyle ısıtmaya çalışanlara sorun be abim

-----Duygularımı mantığımı kaybettiğim günler oldu
Yüreğim yumuşayıp, sevgiyle dolduğu günler oldu
Kaderim bu dünyada rahat huzur vermedi
Feryadımı duyan olup
Gözyaşlarımı gelip silen olmadı be abim

----Gençliğim, insanlığa faydasız gelip gidiyor
Her gün yağmur bulutları gibi doluyorum da
Bir türlü boşalıp katılırcasına ağlayamıyorum
Biliyorum, zamanla her şey eskiyip atılacak bir köşeye
Acı tatlı tüm yaşanmışlıklarımız
Nasıl olsa unutulacak be abim

----Dokunmak mı
Sevmek mi o da ne, bilmem ki abim
El uzatıp tutmak mı bir sevenin elinden
Oysa insanız birlikte yaşıyoruz bu evrende
Düşlerimde
İçimdeki sevgiyi ulu dağlarla yarıştırdım
Aslında her zaman yanımdaydı
Dokunamadım sevdiğimin ellerine
Sevdiğimi bir türlü söyleyemeden
Acımasızca zalimce çekip kopardılar bizi bizden be abim

----Yediğim bal, yaşadığım yer saray olsa ödül olmaz bana
Üzerime örtülen gökyüzü aydınlık olmaz bana
Düşlerime yaşattığım hayat layık değil bana
Gönlümü ısıtacak sohbetlere alışkın değilim
Boş ver be abi
Yeter daha çok konuşturup kanatma yüreğimi
Acılar benle mutluluklar sizlerle olsun hoşça kal abim

Vasıf’ım deliliğe vurdum unutmak için her şeyi
Varsın deli desinler umurumda değil hiçbir şey
Gidersem bir gün buralardan
Sonu yazılmamış roman gibi
Efsane olur düşmem meraklıların dillerinden

VASIF TEMEL ÇOBANOĞLU
12.01.2022 ÇARŞAMBA

Vasıf Temel Çobanoğlu
Kayıt Tarihi : 16.1.2022 22:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Vasıf Temel Çobanoğlu