Sisli bir sabhtı
Yine her zamanki kirliliğine yenilen
Rutin bir kış sabahı Ankaranın
Ve bir söğüt ağacı vardı hatırlarmısın
Rüzgarın okşadığı dallarında gülücükler saçan etrafına
O kahrolası soğuğa inat
Tutunabilen üç beş yaprağıyla
Daha ölmedim, daha yenilmedim diye haykıran
Tüm şiddetiyle saldıran son bahara inat
Bir söğüt ağacı vardı hatırlarmısın ilk kez buluştuğumuz altında
İlk değişi tenimin tenine
İlk busesi dudaklarımın kaçamak dudaklarına
Ve aşık oluşum ilk kez sana
Ben yirmi idim sen on dokuz
Hayata yeni başlayan bir güvercin gibiydik
Özgürdük özgür olabileceğimize ya; henüz çok küçüktük
anlayamadık hayatı
Her şeyi bir söğüt gölgesi zannettik
Hafta sonları buluşulan altında
Sonunda ısrarcı rüzgara yenik düştü sarılan ellerimiz
Tutunamadık
Öylece kaçırdım seni kırılası ellerimden
Yeterince sıkmamıştım parmaklarımı
O zaman korkutmuyordu çünki beni yokluğun
Yaş artık yirmi üç oldu
Değil yirmi üç elli üçte olsa hala aklımda hala hayalimdesin
Şimdi neredesin acaba
Hani ayrılsakta birgün buluşmayacakmıydık ağacımızın altında
Söz vermemişmiydik bir birimize
Ters bir esintisinemi rastladın hayatın
Yoksa, yoksa başka söğüt ağaçlarımı buldun kendine Kuytusunda sevişilen
Kayıt Tarihi : 8.12.2001 14:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şair Mohoni](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/12/08/sogut-golgesi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!