gece karanlık
gece susuz /ıssız
çürüyen etimden damlayan kanlar
sel olup akıyor geceye
uyku akıyor gözlerimden
bir fotoğraf karesi gibi
donup kalıyorum
sokakta çocuk çığlığı
bir anlamın dibinde çırpınan
ve eskiyen anıları hissediyorum
silikleşiyor gökyüzü
yağmurlar ıslatmıyor korkularımı
eskisi gibi değil artık
gölgede sıçrayan mum ışığı
gözlerimde yansıyan yankılar
kolkola girmiş tabiat geçmişle
bir ağaçta yaprağın filizleniyor
bulutlar seni yağıyor
rüzgâr nefesin sanki: sıcak
ayışığı bana verdiğin bir kitap aralığı
ve güneş
ve kar
ve gece
ve öğleden sonra
ve sen... içiçe...
kadife yorganlarda ısıtmaya çalışıyorum artık ellerimi
gözlerini sadece
kenarı kırmızıya boyanmış
eski bir fotoğrafta görüyorum
siyah beyaz bir gelecek vaad ediyor bana
hani diyorum
maviydiniz
sıcaktınız
kadifeden yumuşaktınız
neden diyorum sonra
neden tanrısıyken hayatımın esiriyim
bağır ne olursun iki gözüm
susma da bağır bana
yüzüme çarp hatalarımı
korkma beni kırmaktan
korkma yüreğimin kanından
böylesi daha mı iyi
belirsizlikle yatıp kalkmak
ne olacak acaba diye uyuyamamak
daha mı iyi
çırpınmak
ama yine de boğulmak karanlıkta
düşü görmek
ama yaşayamamak
gözümü ne zaman açsam
yıldızlarda hissediyorum kendimi
yüzüm benim değil sanki
yavru bir sokak köpeğinin
kalbi atıyor kalbimde
ellerim soğuk
hapisane parmaklığını tutan nâzım'ınkiler gibi
yürü diyor bir ses içimden
dizlerin tutmayıncaya kadar yürü
aklının almayacağı işler yap
yüzerek geç denizi mesâlâ
ya da uçarak kanatsız
/ütopyalarım farklı mı sanki? ../
çakallar ulurken dağlarda
gerilla olmak istiyorum bir de
türkü söylemek geceyi yararak
sesimin sana ulaşmayacağını bile bile
haykırmak dağlara
çocukluğumdan beri büyüttüğüm çığlıkları
/büyümem ben artık bu yaştan sonra.../
celâl hikmet
14303 ç.kale
Kayıt Tarihi : 16.5.2003 13:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!