Soğuk Servis Şiiri - Sevda Alaca

Kötü yanlarını düşünmeden edemiyorum ecza dolabının, her zaman içinde bir yerleri fırçalayan soğukkanlı güç ve gecenin uzun burnundan akan kana bulaşmak isteyen, yarası var.

Her şey işte o / yol yorgunu imgenin uykusuzluk takıntısı, cümle bozukluğunun elinden tuttuğu emekçi nokta / MİLİTAN... fazla ayrıntıya giremem, altına kırmızı kalemle çizik atsam olur sanırım. Koşa koşa geliyor bana, sırtında bir kitaplık ne istiyor olabilir ki../ yazık

yo, yo sözümü geri alıyorum / bağıracak bir ortam arıyor / ya da ağlayacak bilemiyorum / belki de etli çiçeklerin, kesik bileklerine tahammülü yoktur / hiç olmazsa sırtında taşıdığı kitaplığın fikirlerini ciddiye alması güzel / hoşuma giden de bu işte

kim bilir...

- peki ya aşk..?

- aşk sadece aldatmaca oyunudur; ağzı sandık / kalbi kazığa sokulan çilektir küçülür, küçülür, küçülür / kendini savunmaya yaklaştığında tükenir..
SUS! tamam, boşuna bağırma kimse duymaz seni / ayağının üstüne basmadan buharlaşmam.

- başka

- sevgi / koşulsuz fedakarlığın içinde bir ömürdür / kapanmak istediği ruh evinde ne üdüğü belirsiz karakterlerin kaşıntısına terbiyeli merhem sürmek istemez elleri.. /

- nen var yavrum..!
-yerinden kalkmıyor fil, kuzum’a ne zaman geçeceğiz..

- bir şey daha var -

neymiş o...!

meyveleri iyi korumak lazım, tırnak ucu kadar büyüklükte sinekler iştahla seyredebilir / ben de onları seyrederek "kahve mi içersiniz yoksa çay mı"? diye soracak değilim ya..!

- efendim..?

- sineklerden medet umulmaz / onların aklı başında değil..

- hele bir yaklaşsınlar bakalım

- biz üzümlerden başlayalım, çöplerine deli gömleğini çocuklar diker elbet..

- oldu..