Soğuk, soğuk odalar.
Sıvası dökülen, duvarları kireç tutmayan, küf kokan odalar.
Pencerelerinin çerçeveleri çürümüş odalar.
Perdeleri sarımsı ve.. ilişen bir rüzgarla kefen gibi örtmeye hazır..
Sesleri, yankıları kesilmiş, terk edilmiş, ıssız bırakılmış odalar..
İntihar; intihar etmiş odalar..
Sahi, siz öyle sanıyorsunuz diye, yok mu canı taş odaların..?
Tüm sanrılarımızı sarmak yetisiyle onarsak, can bulurdu belki.
Soğuk, soğuk odalar.
Belki sırf bir adım atıldığı için, gıcırdıyordur basılan o ahşaptan, yıllardan kemirilmiş yer bile.
Bir adım.
Soğuk, soğuk odalar..
Kulağımda cızırtılı, ahengi olmayan bir gramofon sesi..
Ahengi olmayan..
Ölümün ahengi olur mu..?
Kimsesi kalmamış odaların cenazesini bir imam kaldıracak değildi..
Kayıt Tarihi : 17.7.2024 02:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!