şehrin koyu karanlık
dar sokaklarını yürüyorum
tedirgin yorgun adımlarla
her köşe başında
sahipsiz bir gölge görüyorum
yürüyorum...
her sesten her bakıştan irkilerek
beton binaların
soğuk gölgelerinde
düşler kuruyorum olur olmaz
çaresiz...
yalnızlığa dalıyorum üşüyerek
gece tadında yaşıyorum şehri
kalabalık caddelerinde
bir başınayım...
bakmaz yüzüme kimse
bu yalnızlık bu ürperti
bir daha düşündürüyor bana mahşeri
böylesi sancılı bir hayattın
kirli kalemlerle
haritalara işlenen coğrafyasında
ormanların payına
noel’lerde ölüm
kuşların kafeslerde hürriyet düşmüş
her şey öylesine iç içe ki
gündüzler geceye
geceler gündüze karışmış
yaz – bahar burada hazandır
ne anlatsan boş
anlamaz beyinler – kafalar kazandır
bende bu garip düşünceler
almış başını gider katlanarak
fert fert bu kalabalıklar
devasa yalnızlıklar besler gözlerinde
menfâ... çelik kapılar ardı
özgürlük şarkılarını hasret söylüyor
her dem ihtiyarı genci ağlayarak
şehrin gri beton duvarlarına
yıldızlı yeşil gökler çizilmiş
kutu kutu odalarda insanlar
ölümü hayat
hayatı ölüm diye yaşamış aldanarak
fakirleri her dem hakir
zenginleri kalben ölmüş
ihtiyarları yatalak
çocukları doğarken ihtiyarlamış
yazılmamış kahırlı bir kadere katlanarak
kadersiz bu şehirde yaşayarak
şehrin koyu karanlık
soğuk yollarını yürüyorum
tedirgin yorgun adımlarla
her köşe başında
çelimsiz korkak gölgeler görüyorum
yürüyorum...
her sesten her bakıştan irkilerek
ve düşler kuruyorum
yeise düşüyorum olur olmaz
tir tir titriyorum terleyerek
Kayıt Tarihi : 13.3.2005 11:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!