...
Ne olacağı ve ne biteceği hakkında varsayımların henüz sadece telakki olarak kaldığı günlerden biriydi.. Umursanmaz yaz aylarının en demli günleri açık bir çay kadar taze, limonlu ve tek şekerliydi. Sanılanın aksine söylenen tüm şarkılar tek bir kişiye değil, gelmiş geçmiş tüm sevgilereydi. Velhasıl sevmek güzeldi.. Güzel olan her şeyi elde etme isteği de.
*
Ele avuca sığmayan bir kıpırdanmadır aslında, aslının ne olduğunu bilmemek. Bilememek, sevmek tabirinin en can alıcı yeriydi. Yavaştan alışılıyor gitmelere.. Gitmek ise sevmek tabirinin en son akla geleniydi. Geliyordu ama.. Bir gün ne olacağı ve ne biteceği herkesçe merak edilirdi ama haşa hiç dile getirilmezdi. Kader, belki de Tanrı'nın bizlere vermiş olduğu en güzel hediyeydi. Bir sürpriz edasıyla çıkıverirdi, en çıkmaz sokak sanılan uzunca yollarda. Öne çıkan ilk engelde yolundan geri dönmekti gitmek. Şimdi ne olacağı ve ne biteceği konusunda hala rivayetlerin olduğu günlerdeyim. Geri dönmek; gitmek ise ben yolun en sonundan geri dönendim. Biraz basitçe. Biraz ihanetçe. Biraz da limonlu ve tek şekerli çayın son yudumu kadar soğuk ve namertçe.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta