soğuk bir kış günüydü,
hem havanın, hem de yüreğimin buz kestiği bir vakit.
her yer kar altında, buzu çiğnerdi ayaklarımız.
Hüseyin ağabeyimizin salladığı
o kocaman teneffüs zili ile
okulun bahçesi çocuk neşesi ile dolardı.
hava soğuk ve yer çelik gibi buzdu.
yerdeki o grilik sanki bir anda beni çağırdı,
ayağım kaydı ve alın yazımı ezmek istercesine
tuttu saçlarımdan, yapıştırdı beni yere.
düştüm, düşlerimden düşer gibi,
başımı çarptım, öyle yanmıştı ki canım,
ağlamaya başladım, daha birinci sınıftaydım.
bir el tuttu elimden kaldırdı, yüreğimden tutar gibi,
eli öyle sıcak öyle sıcaktı ki, ağlama dedi ağlama...
o beni tanımıyordu ama ben onu biliyordum.
mahallemizde fırıncının kızıydı,
o beşinci sınıfta, bense birinci.
sonra tuttu sarıldı, sımsıkı göğsüne bastırdı,
bir evladı sarar gibi,
o an her gün düşmek geçti içimden,
eğer böyle şefkatle kucaklanacaksam.
ve ondan sonra da kimse beni öyle göğsüne bastırıp,
hiç sarıp sarmalamadı.
Kayıt Tarihi : 15.2.2020 19:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!