Soğuk bir kış gecesiydi.
Apar topar geldiler,
Demir kapılar bam güm çarparken
Gecenin sessizliği yırtılıyordu
Ve kan emiciler,
Tanrılarına sanki kurban arıyorlardı.
Soğuk bir kış gecesiydi,
Yalın ayak, polyester karışımlı
Bir pijama ile çıkardılar
Sessiz bir kentin soğuk bir tepesine
Soğuktu şehir gibi
Soğuktu gökten beyaz beyaz
Yağanlar gibi
Soğuktu yürekleri gibi
Soğuktu minicik ellerim gibi
Soğuk bir kış gecesiydi,
Yüzüme inerken
Çaresizliklerinin
Bitmişliklerinin
Zavallılıklarının
Tokat sesleri
Soğuk bir kış gecesiydi,
Yatağından kaldırdılar hasanı da
Sormadan sual etmeden,
Benim gibi
Yüreğim gibi
Yalnız ve çıplak o tepe gibi
Savurdular incecik bedenimi
Soğuk bir kış gecesiydi,
Sonradan gelenlere bir ince
Ağıt olsun gibi
Belki anılarda anlatılacak bir
Tatlı tebessüm gibi
Ama gece kadar gerçek
Gece kadar soğuk
Gece kadar sessizdi.
Soğuk bir kış gecesiydi
Çaresizliklerinin
Bitmişliklerinin yumrukları tokatları
Mitralyözden fırlayanlar gibi
İniyordu, hasanın incecik bedenine
Ve hasan tek kelime etmiyordu
Çoğu çözülen ağabeylerine
İnat eder gibicesine
Soğuk bir kış gecesiydi
Yüreğim dayanmıyordu.
Hasanın benim için dayak yemesine
Ama hasan
Bir şehrin girişindeki
Kahraman gibi direniyordu
Beton sertliğinde,
Soğuk bir kış gecesiydi
Ayaklarımız buza kesmiş
Mor bir sabaha
Baygın bir vaziyette
Ama dirençle ama zaferle
Soğuk bir kış gecesiydi,
İncecik bedeni,
Sarılmış bir parça bez ile
Hasan dostum yoldaşım,
Hiç yakışmadı, ölümün peşine düşüp
Gitmek, gencecik bedenine
Soğuk bir kış gecesiydi…
Yüreğim bitmişcesine…
Kayıt Tarihi : 28.6.2008 01:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!