Sessizliğin kan ve kılıç sesleri ile hüküm sürdüğü bir dönemin ardından,
bütün zırhlarımı kuşanıp yazacağım.
Yaralarımı biraz tütün biraz iyot ile karıştırıp,
Plastik sohbetlere sarıp sarıp,
açmadan içimdekini,
suç üstü yakalanmadan,
Işık tutmadan karanlığıma
başkalaşacağım..
Yaşım, çocukluğuma yabancı.
Nereye gideceğini anlatmaya yetersiz Lisan
Bilinmez ve gidilmez sokakların yerlisi.
Ucuz sevdalardan tenzih edilen kalp,
Kaliteli acıların Müdavimi.
Emr-ivaki geliyor anılar.
Usul usul siliyor kalemin pasını
Ve yazıyor; "en büyük tövbem sesini duyana kadar ve en salih amelim, biriktirdiğim buselerin"
Kelimeler ağır.
Bağımlı parmaklar güçsüzleşiyor.
Silinir yavaş yavaş edilen en güzel dualar,
slinir gönlümün arzuları.
Soğuk bir beden kalır geriye
Birbirine bağlanmış ayak baş parmakları
Susuyorum ömrümün çoraklığında
Diriliş yağmurlarına hasret ile..
Kayıt Tarihi : 21.1.2024 03:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!