Sofrası varmı? Şiiri - Nebi Ünler

SOFRASI VARMI?
(H. Hantal'ın Günbatımı Şiirini Okuyunca Dökülenler...)

Başlar içimde sızı, ufukta kızıl gurup,
Gecenin fısıltısı... sevda yarası var mı?
Avuçlayıp güneşi, saatleri durdurup
Sormak isterdim ona... vicdan karası har mı?

Çölde uçuşan kumu, denizdeki dalgayı
Durdurmalı Kabil'i bitirmeli kavgayı
Belki olmazdı ölüm... kovsam iki kargayı
Nemrud'un suratına... Gaddar! ... Sonrası zar mı?

Ateş güle dönüşür... İbrahim'in AŞK'ına
Zulmün kalmaz mecali, Nemrut döner şaşkına
Yusuf, Mısır sürgünü, Yakup kanlı taşkına
Kardeşine kıyanlar, Hak'kın parası kar mı?

Züleyha yenilmiştir, Yusuf zindana razı
Hak istesin ne yazar, Firavun itirazı
Musa Tur' da kazanmış, Boş Mısır'ın garazı
Kızıldeniz yol olur... Yolun kirası nar mı?

Yunus balık karnında, Hızır gezinir durur
Haddin bilmez Ebrehe, Ebabiller durdurur
Lehep denen sapkının elbette eli kurur
Kibrin, şirkin, İblisin, tövbe sofrası bar mı?

Karani'nin Çobanı, gönül gözüyle aştı
Kahve yiyen develer, keyife kapı açtı
Bu hayatta vuslat yok! Boyun büküp dolaştı
Veysel'in hakikati... ANA! ... Çırası var mı?

Günbatımı açılır... Karanlığın kapısı
Günbatımı aynadır, Gönül sabır yapısı
Ömrümün Günbatımı, hesap mizan Çakısı,
Şafağı görenlerin, yazı, turası ar mı?

Adanasız, 10.03.10 Y.Yağmur