Orta şiddette poyraza beşik olurken deniz
Beyaz köpüklü dalgaya binen martı zarafetiyle
Salınıyordu sabah mahmurluğun hâlâ üzerinde…
İnsan az merak eder
Akdeniz’in köşesinden
Marmara’nın en kuytu körfezine
Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Devamını Oku
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...
Garip, güzel, sonra mahzun
Sayın Bay,
Öncelikle şunu vurgulamalıyım.....Ülkemizin çeşitli yörelerine geçmişe vurgular yapılan ....ayni zamanda geçmişle yüzleşmenin gerektiğini ifade eden dizlerin...Sade bir dil, akıcı bir anlatım, vurgular yerli yerinde vurgulanan, yürekten gelen seslenişiydi....
Başarınız daim, kaleminiz tükenmez olsun....
Selam saygı şiire ve şairedir....
Sevgili Mustafa Hocam,
En kutsal olanları da dâhil diğer tüm sevgilerin yaşam alanını vatan sevgisi yaratır. Vatana sevgi olmadan ne bir “Leyla’ya” ne de Tanrı’ya sevgiden bahsetmek onları hak ettiği yerlere yüceltmek mümkündür. Leyla demişken bu kara kız bazen birini mecnun edip çöllere salma konusunda tartışmaya izin vermeyecek kadar yetenekli. Bu yeteneği ile bazılarını vatan sevgisinden bile alıkoyabiliyor. Böylesi bir melankoli içinde olanlardan, gerçek yaşamla bağlarını koparmışlardan elbette vatan konusunda duyarlılık beklemek sadece hayal olur.
Sevgi yiğit duruşlularındır.
Sevgi kendini bir zafere adamışların işidir.
Bu yiğitler, her zaman, vatanın kaderini belirlemede rol oynayacak ve orada yüreği yakan hasretler değil buram buram yeni güzelliklere hasretlerin kokusu tütecektir. Buna sonsuz inanıyorum.
Sevgili Mustafa Hocam çok güzel bir şiire daha imzanızı atmışsınız. Sizi tüm yüreğimle kutlarken sayfanıza selam ve saygılarımı da bırakıyorum.
Kapitalist eksende devinen dünyanın kuralları donanımsız toplumlara değer vermediği gibi yaşam hakkıda tanımıyor..Ülkemizinde aralarında bulunduğu bilim ve kültürden yoksun bırakılıp hurafenin kucağına atılan toplumlar çağdışı koşullarda dünya egemenlerinin zincirsiz köleleri olarak yaşam savaşı verme zorunda bırakılıyorlar..Bu düzen özünde insanlık suçu taşıyor..Bu düzen değişmez mi değişir elbet böyle gelmiş böyle gider diyerek zalimin değirmenine su taşımaktan ne zaman vazgeçersek..E birde ilahi adalet var onuda göz ardı etmemek gerek...
Geçmişten günümüze içinde dinselliğide içeren bir çok haklı mesajla bir köprü kuruyor şiir... Silkelen demekle kalmıyor hatta tokat atıyor..
Kurgusu ve içeriği ile ciddi ve önemli noktalara değinen şiirinizi ve sizi kutluyorum hocam.. Sağ olun şiir için...
Değerli Mustafa hocam bu harika şiiri defalarca okudum icinde çözmeye çalıştığım anlam dolu mızralar oldu kendimce çok anlamlar çıkardım bunlar bende kalsın.şiiri şiir gibi yazan aydın kalemini yürekten sevgilerimle kutlarım.
Anlamlı ve güzel bir şiir yürek sesiniz daim olsun yazan kalemi candan ve yürekten kutluyorum
Her ikisi birden zordur bazen; gitmekle kalmak..Gitmekle kalmak arasına sıkışmışsa aklı insanın şayet;günahkar kentlerin sığ bekleyişlerini doğurur gün ,tıpkı Sodom ve Gomore gibi..Öylesi dumûra uğrar akıl ,nereye konacağını bilmez insan onca bozguncunun olduğu yerde .Sevda onu onuruyla tutanların ereğidir .Türlü işkenceyle ezilen sevda değil ,sevdaya eremeyenlerin erdemsizliğidir.
Çok şey buldum şiirinizde .Yakup Kadri'den iz sürmek güzeldi.Şiirin felsefesine hep çok inandım.Gitmekle kalmak arasında kaldığımda bir şiirin kanadına tutunup yol almaktan daha iyisini bilmiyorum .
İyi ki yazıyorsunuz ..
Saygımla..
Her ne kadar sevgilinin sabah mahmurluğu ile başlayıp şiire tatlı bir hoşlukla girişi yeğlemişse de şair, “ Vatanım- vatanım “ diye alev almış yanıyor dizeler.
/Ve neden Sodom ve Gomore’yi hatırlatır
Manzara-i umumiye! /
Derken Ateşten Gömlekle Halide Edip’ i , Vatan yahut Silistre ile Namık Kemal’ i ve daha nice Vatanım diye tutuşan kalemi anmamak mümkün mü?...
Sodom ve Gomore’ de ben Necdet’ ten yanaydım Leyla ile aşklarında.
İnsan sığınmak istemesin bir kez. İlla da ardına sığınacak bir şeyler bulur. Tebdirsizlikleri, ihmalleri kadere yüklemek, ölüm ve cinayetlere gerçek dışı bahaneler bulmak gibi.
/Bayrağı berat niyetine göğsüne takan
Ve kalbi horon horon atan
Ah el yazmalı baht-ı kara çırpınan! /
Bölümünü okurken şiirin, bir Karadenizli olarak:
Çırpınırdı Karadeniz bakıp Türkün bayrağına demeden edemedim. Şiirin sonuna kadar galiba hep hüzünle bu güzelim şarkıyı kendimce mırıldanıp durdum.
“ Çare yok sızlanmalara
Günü gelince sen de bineceksin
Etkisiz itirazlarının sırtına
Kemençesiyle başka diyarların türküsünü seslendiren
Genç âşık gibi
Sahipsiz kalan göğüs geçirmelerinden
Kopacak fırtına! “
Diyor ya şair… Sanki şu an yaşadığımız ne ki diye düşündüm. Fırtına mı tayfun mu?... Kendi diyarlarımızın türkülerine hasret kalmamak için vakit henüz geç değil diyorum yine de. Koskocaman bir mozaiğiz biz. Her ne kadar ufak tefek farklılıklarımız olsa da. Benzerliklerimiz kadar farklılıklarımızla güzeliz. Ve her zamankinden daha çok birlik, beraberliğe ihtiyacımız var şu an…
Horonlardaki telaş ve acalecilik sadece Karadeniz insanımızın ateşli yapısından değildir aslında. O coşkun neşede hep vatanı kurtarma telaşı vardır gizliden gizliye.
Barlardaki o vakur eda , sahiplenme ve sahip olduğunu kimselere bırakmama duygularının gösterisidir.
Zeybeklerimizin oyunlarındaki o mağrur duruşu, yere diz vurup vurup kalkışları ne kadar çöksek te, bir söğüt dalı gibi eğilip bükülsek te kırılmayacağımızın, kalkacağımızın temsilidir bedensel olarak.
Gitmek mi zor kalmak mı?... diyor şair… Gitmek mi?... Nereye?... Bu vatan bizimmmm…. Kalmak… İnadına kalmak. Hem de hasretlere yer varmamak adına, inadına inadına…
“Vatan mevzubahis olunca “ gerçekten gerisi teferruat oluyor galiba. Benim de kalemimin zinciri kopup yazıyooor yazıyor. İyisi mi burada yorumu kesyim öğretmenim. Zaten böylesine derin ve anlamlı şiiri ancak saygıyla selamlamak düşerdi bana. Ama tutamadım dilimi işte…
Nasıl kutlasam bilemiyorum öğretmenim. Muhteşem bir şiir okumanın keyfi ve tadıyla ayrılıyorum sayfanızdan, ülkem ve insanları adına aydınlık, mutlu, huzurlu yarınların şiirlerine diyerek öğretmenim. Saygım, sevgimle…
Yürek sesiniz daim olsun hocam,bu güzel dizeleri büyük bir haz alarak okudum.Tam puan + Antoloji
şiir, yüklü bir zamanın muhasebesini tutup, aşka iliştiren bir hitaptan oluşuyor.. günümüzün işleyişindeki çarpıklık ve aklın zindanlarına mahkum olmuş insan yığınları.. ve karanlığın ağır ağır dolanıp esir aldığı zihinler yumağından, tarih öncelerine uzanan bir benzerlik ve yozlaşmanın dile gelişi.. haklılık payını düşünüyorum, şiiri bu boyuta getiren şartları ve hayatın nasıl da yaşanmaz bir halde oluşunu.. bu hale ancak 'ne yazık ki' demek geliyor içimden.. keşke bu kadar haklı olmasaydı bu tarif.. bu kadar karanlığa gömülmüş olmasaydı hayat ve böyle dipsiz bir kuyunun içinde her gün biraz daha derine batmasaydı insanlık....................... kutlarım hocam.. mükemmel bir şiirdi..teşekkürler, saygılar size..
Mesajı Sil
kaliteli bir şiir okudum
Bu şiir ile ilgili 118 tane yorum bulunmakta