Orta şiddette poyraza beşik olurken deniz
Beyaz köpüklü dalgaya binen martı zarafetiyle
Salınıyordu sabah mahmurluğun hâlâ üzerinde…
İnsan az merak eder
Akdeniz’in köşesinden
Marmara’nın en kuytu körfezine
Kadın ve adam oturuyorlardı
Uzakta beyaz dağlar vardı
Gara girmek üzereyken Barselona-Madrid treni
Kadın üzgündü, üzgündü, üzgündü
Adam düşündü, düşündü, düşündü
Devamını Oku
Uzakta beyaz dağlar vardı
Gara girmek üzereyken Barselona-Madrid treni
Kadın üzgündü, üzgündü, üzgündü
Adam düşündü, düşündü, düşündü
Dizelerde keder gördüm hasret ile hemhal olmuş,değerli hocam içtenlikle sizi kutluyor eserinizi antolojime alıyorum.Sonsuz saygımla...
MÜKEMMEL BİR ŞİİR SOFRASI
ÂSİ VE ŞEYTANÎ MİYİZ? “4 “ Hz.LUT ve LUT KAVMİNİN HELÂKİ “ Sodom ve Gomora’nın Yok Oluşu”
* Sodom ve Gomora” ile ilgili benim araştırma yazım.
Şiirini okumadan, başlığı bana, geçmişte yaşanan bu olayı hatırlattığı için almıştım.
* Rahmetli Yakup Kadri Karaosmanoğlu tarafından yazılan ve Kurtuluş Savaşı yıllarında İstanbul'da yaşayan bir zümreyi anlatan Sodom Ve Gomore, romanını maalesef okumadım. Sanırım piyasada bu romanı yoktu.
• ŞİİRİ OKUDUM…
• BUYURUN SİZLER DE OKUYUN…
Mükemmel bir şiir.
Ancak böylesi güzel anlatılabilirdi, duygular, algılar ve sevdalar…
Kısmi isyanlar, saklı sitemler, duyulacak pişmanlıklar…
Geçen zamanın bir daha geri gelmeyeceği…
Bilinçle, severek, arzu ederek ve isteyerek yaşamanın bir bakıma hak olduğunu ortaya koyarcasına hatırlatmak…
Geçecek yalnızlıkların bir daha doldurulamayacağını düşünerek ve düşündürerek…
Günü gelince, etkisiz itirazların sırtında yol alınacağını gözler önüne sererek ikaz etmek…
Çırpınan bir baht-ı karalıya horon teptirmek!..
“Yerim dar, yenim dar…
Uzaktan uzağa sevmeli, ey yar…”
Diyen bir yürekten fazlasını beklemek…
Akdeniz’in bir ucundan, Marmara’nın en kuytu körfezine kederli bulutların ağması…
“Yürek sevdası,
Ilık bir rüzgâr eşliğinde zeybek havası…
Horon’a nispet daha yüreklice, daha erkeksi
“Ah felek ah!” dedirten iç çekişler silsilesi…”
Martılar, sessiz çığlıklarla doldurmuş dalgaları
Payına düşene razı, kuru bir ekmek nimet
Yahut atılacak bir simit parçası, ganimet…
Sükût et yürek, sükût et!
Biraz sabır biraz metanet!..
*
Gölge olabildik mi, harika şiirinize…
Yorum kuru kalırdı.
Tahlil anlamsızlaşırdı.
Güzelliği haşmetiyle, heybetiyle seyretmek daha akıllıca olur.
Bakmak ve okumak…
Okumak ve özümsemek, içselleştirmek…
Tebrik ve takdirlerim, böylesi güzel şiirlerin sahibi değerli kardeşim Mustafa Bay’a.
Var ol, sağ ol, daim ol…
Geleceğe kalacak böylesi güzel eserlerle…
“Ne bıraktık?” diye sormamak için,
“Bizden sonrakilere, geriye!”
Sağlıcakla…
Hikmet Çiftçi
25 Haziran 2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Hocam,Hani fubolda teknigi yüksek,bilekleri yumusak,cabuk düsünen,oyunu iyi okuyan,sira disi oyuncular vardir.Onlar oyun icinde yaptiklari sürpiz cikislarla,seyirciyi mestederler.Bana göre sizde siirde öylesiniz,beceri,birikim,kaleminizin yumusakligi,düsünce kivrakligi,tabiki siirlerinizdeki konular bile sira disi oluyor,okuyucuyu sonu nasil bitecek diye meraklandiran dizeler.Gercegi söylemem gerekirse Sodom ve Gomore yi ilk defa sizin siirinizde duydum,arastirnca neyin ne oldugunu cözebilme imkanim oldu,benim icin yine sira disi,etkilileyici,kendinize has uslubunuzla yazilmis,güzel bir siirdi.Yüreginize saglik,sagi ve selamlarimla.
Şiir her satırıyla gayet güzel gayet harika ama özellikle 'Sen,
Kader sözcüğünü parmaklarına dolayıp
Sesli harflerini atacaksın İznik Gölü’ne
Dönüp bir de maziye
Dinmeyen rüzgârı ardına aldığın
Ve hep esecek sandığın
Pervasız günlerini anacaksın' dizeleri bir başka güzel. Şiirin ana teması sanki burda saklı gibi duruyor. Tebrikler Mustafa bey
Olacak iş değil bu.
İşin için de iş var
Sadece değişmeyen
Kan emen yarasalar…
Leş yiyen,akbabalar
çok güzel yüreğinize sağlık kaleminizi kutlarım...
İnsan az merak eder
Akdeniz’in köşesinden
Marmara’nın en kuytu körfezine
Neden taşınır keder?...çok ilginç gerçekten. Ben de Zeybek Hoca'mın bildiği gibi Akdeniz'den Marmara'ya taşındım fakat, kederi değil de, huzuru ve mutluluğu beraberimde getirdim...:)
Şiire gelince...
Manzarada herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Ha Akdeniz, ha Marmara veya diğer bölgeler; Sodom ve Gomore, bir diğer deyişle ahlak ve toplum, romanı okumadığımı da belirteyim fakat, en kısa zamanda umarım fırsatı yakalarım, her yerde aynı.
Toplum ahlakı ve kader...ilintili mi, değil mi? Bence ilintili, özellikle bu güzel vatanımızda. İşimize geldiğinde 'ben yaptım' gelmediğinde ise 'kader, kısmet' denir. Haziranda üşümemiz bu yüzdendir.
Düşünüyorum da, ne çay bahçesinde çayların tadı kaldı, ne de sahilde içilen iki fincan kahvenin.
işte bu yüzden 'Telve telve dibe çöken hasretimiz' geriye kalacak...ıssız bir adada.
Müthiş etkilendim...
Değerli Hoca'mı ve şiirini alkışlıyorum...sevgi ve saygıyla++
“Söz konusu vatansa gerisi teferruattır”
Hangi çığlık “Vatan!” çığlığından hangi aşk “Vatan Aşkından” güçlüdür. İnsan yüreğinde vatan ve millet çarpıyor ise o yürek her kes için çarpar ve kimseye zarar vermez. Elbette bu güçlü çığlıkların da duyulması şarttır. Değerli kalemi saygı ile kutluyorum.
sevgili hocam şiirin her kıtası ayrı bir güzel dizelerde gezerken ustalığınızın cümlelere renk vermesi şiirinizi okurken geçmişe,düşündürmeye
ve sorgulamaya itmesi okucuya ayrı bir tat sunması kaleminizin ve yüreğinizin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor.sizi ve şiirinizi kutlarım.++
Sen,
Kader sözcüğünü parmaklarına dolayıp
Sesli harflerini atacaksın İznik Gölü’ne
Dönüp bir de maziye
Dinmeyen rüzgârı ardına aldığın
Ve hep esecek sandığın
Pervasız günlerini anacaksın!
uyan uyan diye haykırmak gerekiyor hocam.
milyonlar derin uykuda,gün geçtikçe umutlar azalıyor.
yüzyıllık yalnızlık kitabında Gabriel uyuyamama
hastalığından bahsetmişti,bizde uyku hastalığı var.
gitmek mi ,kalmak mı ya gelince gitmek kolay ancak
zoru başarmak gerek.kutluyorum eserinizi ve sizi Zeybek Hocam.
Bu şiir ile ilgili 118 tane yorum bulunmakta