Alevler dalgalanıyor,
Ancak yakabildiğim
Sobanın gözünde.
Dalıp gidiyorum.
Nedense çok uzun sürer
Benim sobayı yakışım.
Üflemek püflemek derken
İnatçı soba,
Diretir de diretir.
Her zaman pişman olurum
Keşke önceden
Daha fazla çalı çırpı
Koysaydım diye.
Ama yine de az koyarım.
Ziyan olmasın diye değil
Huyumdur benim.
Sonra sobanın kızarmasnı beklerim.
Ayrılmam yanından.
Kış gecelerinin bu anlaşılmaz dostu
Benim çok zamanımı çalar.
Gerçi boşa gitmiş sayılmaz
Bu zaman.
Seni düşünürüm.
Çalı çırpı kırarken,
Kibriti çakarken,
Çatırdıtısını dinlerken alevin
Beynim durmacasına çalışır.
Bazen şöyle bir irkildiğimde,
Saatlerin ilerlediğini
Ve ateşin sönmek üzere
Olduğunu görüp,
Şaşkınlık içinde kaldığım olur.
Ama yine de kızarım sobaya,
Çünkü çalışacağım bir yığın şey varken,
Sırası mı pineklemenin.
Ama sobanın yanında
Birtürlü çalışamam,
Gözlerim kayar alevlere
Ve dalarım..
Sobasızlık kötü şey,
Hele sobası olup ta
Onu yakamamak,
Odunu, kömürü olmamak
Çok, çok ama çok zordur.
Kış günlerinde
Yağan kar, sobayla güzeldir.
Yanmadı mı!
Korkunç bir düşmandır,
Büyür, büyür gözlerinizde.
Öfkeyle bakarsınız ona,
Sobası yananlara.
Biga, 1978
Murat KaraKayıt Tarihi : 12.12.2006 21:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!