Anlatsana nasıl bir duygudur tırnaklarınla yüzünü yolmak.
Gözlerini oymayı aklından geçirmek mümkün müdür ?
Yanan bir ocakta ellerini yakmayı, bir bardak kızgın yağı bir nefeste içmeyi hayal ettin mi hiç ?
Yüksek bir binanın çatısına çıkıp, "topukların boşluğun avuçlarında" kuş olmak geçti mi içinden ?
Hiç kanat çırptın mı sonsuz bir uçurumun başında?
Kırmızı ışıkta bile isteye bir arabanın önüne attın mı hiç kendini ?
Bir cevizin dalından ip sarkıttın mı, ince narin boynuna ?
Ateşin kendisi oldun mu ?
Korun alevi...
Bir ev duvarı ile nasıl yıkılır insan üstüne hiç seyrettin mi ?
Ufka ışık durmak varken, geceye karanlık olmak nasıl birşeydir bilir misin sen ?
Polis kaydında adın geçip, hakimin karşısında adın okundu mu senin ?
Haklılığını savunmak zorunda kaldın mı hiç?
En iyi ben bilirim demeyeceğim yalnızlığı, elbet sende bilirsin.
Ama ben kadar kimsenin yanmadığına canına bahse girerim.
Kazanırsam hakkımı, kaybedersem canımı ellerine teslim ederim.
Sonra sana birşey diyeyim mi ?
Adaleti yok dünyanın.
İnanmıyorum haklının güçlü olduğuna.
Sahi sen bir köprüden geçerken kendine çarptın mı hiç ?
Dar geldi mi kendine göğüs kafesin?
Kaçıp kurtulmak istedin mi kendi kendinden ?
İçine çökmüş kendinden,
Duvarlara vurulmuş, zindanlara atılmış kendinden.
Örselenmiş hırpalanmış kendinden,
Hadi boşver !
Şimdiye dek ne söylediysem unut gitsin hepsini.
Sen hiç sevdin mi onu söyle...
Hiç çok sevip hiç böyle inandın mı benim gibi bile isteye o yalanlara...
Sen hiç öldün mü nefes alarak.
Ben öldüm.
Kayıt Tarihi : 5.2.2025 10:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!