Sanki sadece bana sarılarak uyuyunca nefes alabiliyordu...
Uyku teslimiyettir...Uyuyan bir insanın bütün suçları bağışlanır... Uyku masumiyettir...Teslimiyetimi ve masumiyetimi sanki yalnızca uykumda hissediyor ve bu yüzden bana olan o sonsuz hasretini ancak böylesi anlarda giderebiliyordu...
Yıllardır bana susuz kalmışçasına ve sanki bütün varlığımı içer gibi sarılıyordu bana...Beni bütünüyle hissedebilmek için herkes evden gitsin, gece gelsin ve biz uyuyalım ve sadece o anlarda ortaya çıkan aramızdaki o sonsuz yakınlık kokusunu içine çekmek istiyordu...
Hissettiklerini yaşamasına ve sevgisinin ne denli yakıcı olduğunu anlatmasına hayat izin vermiyordu çünkü...Aşkını bana sarılıp uyurken yaşıyordu en çok...Bu yüzden başka kadınlarla sevişmemden çok, onlarla birlikte uyumamı kıskanırdı...
Hissediyordum: Her sarılışında varlığımı içen hasreti içimi kavuruyor, sanki içime kendi kaderini akıtıyordu...Rüyalarımız birbirine karışıyordu...Duyuyordum: Yıllardır yurtsuz kalmış sevgisi benliğimde benliğine korunaklı ve güven dolu bir yer arıyordu...
Bazen ruhumdaki derin çığlıklarına uyanırdım...Gözlerimi açar açmaz, o da uyanırdı hemen...İçimdeki her harekete sonsuz bir dikkat kesilmişti çünkü...Sevdanın o koyu gözleriyle ve sanki bir kuyunun dibinden gelen sesiyle, ne oldu, nereye gidiyorsun sevgilim, diye sorardı...Okuldan kaçarken yakalanan bir çocuğun gizli korkusuyla, yok bir şey, sen yat, ben bir sigara içip gelirim, derdim...
Salona geçip ve pencerenin kenarındaki koltuğa oturup bir sigara yakar, gecenin o koyu ıssızlığında neredeyse bir hastalık haline gelen sevgisini düşünürdüm....
evlenerek hayatımı mahvettim'demiş
William Saroyan.
hayatlarımızı mahvedecek bir şeyler
her zaman vardır,