insanın hüznü kalbi kadardır
bunu gözlerime not ettim
böylece bir unutmayışa dönüyor dünya
aceleci bulutlar dönüyor
kuşlar ve tomurcuklanmayı bekleyen dal
-bu çıtırtı…bak, bu o olmalı!
o işte o
içimizin kıpırdanışı-
ben genellikle her mevsim her gece
kapılara koşuyorum bir balkondan
hep bir çok anlayamayışın kapılarına
upuzun asfaltları öpen topuklarım
toprak yolları ve taşları öpen
-taşların sesini duyuyor musun?-
ben koşarken her şey yavaşlıyor
kat sayısıyla artan işsizlik
intiharlar ve kaburgamızdaki boşluk
eylemsizlik ve kaburgamızdaki boşluk
emperyalizmin kırbacı açlık ve kaburgamızdaki boşluk
bir felaketten diğerine dönerken bulunuyor.
tarih bilimcilerin başka başka yazdığı
bir leylalık canımız vardı
yarası oğul kız veren merhemsizlik.
rivayet odur ki; göğe bakanlar erer vuslatına
azalan şeylerin takvimini tutuyor elim
ah çok uslanmaz çok yorgun çok dal budak
çok vazgeçememiş çok kanamış elim
kaç tabuta veda?
insanın eli boşlukta asılı kaldı mı orada kırılır dalı ağacın
bu yarabantlarını ellerin için sakla
-yarabandına bel bağlamak ne güzel değil mi?
ve hâlâ çocukça-
insanın hüznü kalbi kadardır
bunu söylememiş olmayı diledim o baykuşa
bekleyişin birkaç yağmur ötede durduğunu bilmek
taşı yonttuğundan beri insanın şiir yazdığını bilmek
yani, bilmenin diğer adı hoş geldin hüzünse
kapılara koşmanın hükmü nedir ?
insan biraz tereddüttür bunu en iyi tanrı bilir
biraz merhamet!
tanrı’ya merhamet!
nasıl tutulur yası tanrı’nın?
bunu kundağı kurşunlanmış bir bebeğin gözleri sordu
ibrahim’in insanlarına.
sizin evleriniz demirden mi?
masalınız nereli?
salıncaklarda yaşamamış gibisiniz ilk uçmak hissini
anladım ki sizinle kardeş değilim
farklı nehirlerden su içmiş atlarımız
böylece döndükçe dönüyor dünya, bu unutamayış
herkeslerin hatırlayamadığı dalgın bir tebessüme varmaya sebep
yüzümde sevmek umudu.
10Mayıs2017
Kayıt Tarihi : 29.12.2024 06:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.