Uykusuz yorgun sevdalar geçiyor engin sulardan,
Avuçlarında örselenmiş delikanlı yürekler,
İçimizden arta kalan hüzünleri taşıyordu
Mehtabın loş ışığında sessiz yol alan kürekler.
Ve bu sandal, akıntıya kapılmış, sarhoştu yelden,
Kayboldu gözlerimdeki ışıklar gibi tez elden.
Sarıp sarmalardı gülüm şavk-ı yakamozlar bizi,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta