Uykusuz yorgun sevdalar geçiyor engin sulardan,
Avuçlarında örselenmiş delikanlı yürekler,
İçimizden arta kalan hüzünleri taşıyordu
Mehtabın loş ışığında sessiz yol alan kürekler.
Ve bu sandal, akıntıya kapılmış, sarhoştu yelden,
Kayboldu gözlerimdeki ışıklar gibi tez elden.
Sarıp sarmalardı gülüm şavk-ı yakamozlar bizi,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.