Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü, kör oldum.
Yıkadılar, aldılar, götürdüler.
Babamdan ummazdım bunu kör oldum.
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum.
Derd-i firakın ile düşeli sevdaya mey'e
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
Devamını Oku
Müptelayım, deliyim, düşmüşüm esrarı-ney'e
Feleğin kahpe başında paralansın parası
Ben güzel sevmeye geldim, değil ekmek yemeye
aç
Desem ve sussam..
ne demiş oluyorum ben şimdi
karnı aç?
pencereyi aç?
konuyu aç?
acaba ben ''aç'' desem ve sussam....
Anlama aç olan insanlar, şiirin penceresini açarak, esas konuyu açılıyorlar
cümlesinin tamamını söylemek istemiş olabilir miyim?
''babalar ölümü dengede tutar'' diyen şaire açılyorum şimdi buradan..
Şiir ve kripto...Osman Tuğlu hey
Ve diğer Babacanlar..Köşenin can müdavimleri...Saygılar,esenlikler cümlenize...
Babama
Not; Annelerin sevgi ve şefkat simgesi olarak bilinmesi, biraz da, babaların vakur ve özverili duruşlarından kaynaklanmaktadır...
Küçükken, seni hep bir ilâh gibi görürdüm,
Sen yanımda oldukça, hep kaygısız yürürdüm.
Sanırdım; dünyadaki en güçlü kollar sende,
Dilediğim her yere varan tüm yollar sende.
Her şeyi sen bilirdin, sen her şeyi görendin,
Evi koruyan sendin, ekmeği getirendin.
Annem kadar yumuşak olmasa da dokusu,
Bir başkaydı, unutmam, yanağının kokusu.
xxxxx
Sonra, biraz büyüdüm, erkek yanım oluştu,
Dudağımın üstüne esmer tüyler doluştu.
Ben toydum, ölçüsüzdüm, sen dengemizdin baba,
Ekmeğimiz, gücümüz, güvencemizdin baba!
Yorgun yaşında bile, yükü hep sen taşıdın,
Rahat edelim diye, ırgat gibi yaşadın.
En zor zamanlarında, bir destek veremedim,
Dedelik zevki bile, sana gösteremedim.
xxxxx
Çok geç anladım ama, her sözün bir kuralmış,
Her öğüdün içinde binlerce gerçek varmış.
Ne büyük mutlulukmuş o bayram sabahları,
Ve ne zormuş geç görmek işlenen günahları...
Ne vermem ki bir daha öpmek için elini,
Kokunu duymak için, sarmak için belini? ...
Her zor ânımda halâ yolunu gözlüyorum.
Babacığım! ..Seni çok, ama çok özlüyorum...
(14/06/1997)
YARIN 'BABALAR GÜNÜ' NUR İÇİNDE YAT BABAMM!
Ünal Beşkese
İşte benim seçtiğim günün şiiri....
İLK SEVDAM
sen benim ilk aşkımdın
ilk sevgiyi senden aldım
ebediyen seveceğim
sevginden öleceğim
baba seni unutamam
hatırlar mısın?
beni kucağına alışını
boynuna sarılışını
gözlerine bakışımı
ya
ilk dansımızı
dinlettiğin ezgileri
baba seni unutamam
ilk heceyi , ilk okumayı
dağları , ovaları
sen öğrettin , hsen öğrettin
baba seni unutamam
hatırlar mısın?
saçlarımı kısacık kestirmiştin
ve akan gözyaşlarımı
keşke yine
sen kessen,sen tarasan
baba seni unutamam
kahpe felek!
geldi, gördü
uykundan aldı , gitti
baba seni unutamam
güzel bir rüya imiş
gördüğüm sevdam
kaderi böyle yazılmış
elimden ne gelir
başımı alıp nere gideyim
sensiz bu dünyanın malını
ben neyleyim , neyleyim
baba seni unutamam
babacığım, babcığım
sana sözüm var,
bu yürek hep boş kalacak
yeri dolmayacak
çünkü seni seviyorum
seni unutamıyorum
illk sevdam, ilk sevdam..
şiir her zaman mısra mısra , sözcük sözcük anlam ifade etmez. okur bitirirsiniz ve size hiçbirşey ifade etmez. Bu şairin ruh halidir işte. şair hiçbirşey olduğu zamanlarda ruh halini de 'hiçbirşey' olarak ifade edebilmeli. bu bakımdan cemal süreyya nın şiiri amacına ulaşmış. mükemmel bir şiir.
Geçin bunların hepsini beyler, Bir hezayan halinde yazılmış, saçma sapan, sözler. Cemal Süreyya denen şair Hiç saçmalayamaz mı? Bu ülkeyi idare eden başbakanların bile saçma sözlerini hala unutmadık. Örneğin: Göçük altın da kalan kömür madeni işçilerine bile kader değen Bir başkanımızın sözleri... Yani sayın Cemal Süreyya saçmalayamaz mı?
Çok doğal, saçma bir şiiri, ne yazık ki, Cemal Süreyya yazmış.
babalar kendi yaşamlarının devamını aktardıkları evlatlarına yüklerken, evlatlar babalarının terki ile bu yükü yalnız taşımanın sorumluluğuna muhalefeten; sitem dolu ağıtlarla (eli eli lama sabachtani!) çare arar ve en nihayet bir veya birçok evlatla babayı taklit ederler.Evladı olan bir evlat babasının ölümüne evladı olmayan bir evlat kadar yıklımaz ha?
'Yıkadılar aldılar götürdüler'
Ölümler bile umulmaz babalardan
Hiç bir zaman hakkı yoktu babaların ölmeye
Sahi; Sizin hiç babanız öldü mü?
'Ölümlerine yakın sevilir babalar'
diyor yeni çıkan 'Oğullar ve Babaları' adlı kitapta.
Ölünce yeni anlaşılır babaların sevildiği..
Bir Richart ; 'Babam gibi insanlar asla ölmez' diye sayıklamış.
İkinci bir Richart; 'Bir babanın oğlu için yapabileceği en iyi şey ölmektir' diye eklemiş.
Köstekli saatleri vardır bizim babalarımızın, arkasında tren resmi olan.
Atları vardır koşarken eğerleri gıcırdayan.
Eski tüfekleri vardır, bahçede at kişneyince çakal mı geldi diye elllerine aldıkları.
Pilli radyolardan dinlerlerdi onlar akşamüstü türkülerini
Sahi sizin hiç babanız öldü mü
Oğulları gömerlerdi babaları,
Şimdi babalar da gömüyorlar oğullarını
Baba.
Annem yaşıyor
Seni çok özledi
Baba
Kızım yanımda
Biliyorum beni seviyor
Her gün çaldımazsam telefonunu
Babam acaba öldü mü diye korkuyor
Baba ; kedi gibi , dokuz canlıymış...(!)
Durup durup ölmüş , heyecanlıymış ...(!)
Bir kere ölünce , kör olmuş oğlu ;(!)
Oğul , müthiş şâir (!), Erzincan'lıymış ...
Aman , ne şiirsel laflardır bunlar...(!)
İnceliğini de dâhiler anlar...(!)
Damda bir saksağan , sen de kazma vur ;
Saçmalamak , zül idi bir zamanlar ...
Tesekkürler ediyorum cümlemizin mutluluklari daimi olsun...
Sevgiler gül yürekli saire Onur hanim :)
Bence yeter bugünlük.
Ben teşekkür ettim.
İyi günler...
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta