Günlerdir karnımda bir ağrı ile dolaşıyorum.
Bir şehrin en kalabalık caddesinde, yalnızlığın en yalın halinde,
annesinin ellerini kaybetmiş bir çocuğun tedirginliği var içimde.
Bu aralar geceleri sabahlara kadar sigara içiyorum.
Dalıp dalıp koca mezopotamyanın sindiği Mardin silüetine, efkar yapıyor.
Ne yediklerimden, ne de içtiklerimden hiç bir tat alamıyorum.
Allah hayra yorsun, nedenini bende pek bilemiyorum.
Şu orhan veli ne güzel adam.
Diyordu ya hani; "Bir yer var, biliyorum; her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; fakat anlatamıyorum." diye...
Benimkide böyle birşey işte!
Sanki kalbimin içinde binlerce bıçak yarası var.
Kimseleri anlayamıyor, kimselerde beni anlamıyor gibi.
İçimde, kırılan bir vazonun
ne şekilde yapıştırılırsa yapıştırılsın
bir daha eski haline dönemeyeceği duygusu var.
İçimi kemiren 'keşke'ler,
pek parlak sayılmasada geçmiş yıllarıma duyduğum derin bir özlem var.
"Geçer" diyorum kendi kendime, "Bunlar da geçer..."
Ama biliyormusunuz?
Hiç bir şeyin geçtiği yok!
Bari biraz uyuyabilsem diyorum, oda yok!
Buraya bunları neden yazıyorum, onunda yanıtı yok...
Sanırım insan, "sizede oluyormu aynısından? " diye sorup,
karşısındakilerden cılız da olsa bir "evet" yanıtı duymak istiyor.
Yada, bilmiyorum...
Her neyse, böyle bir şey işte...
Kayıt Tarihi : 9.12.2014 13:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!