Erol Güngör - Sizden yaşlı insanları üzm ...

Erol Güngör
433

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

İki emekli ve yaşlı arkadaş bir çay sohbetinde üzgün ve bezgin konuşuyorlardı.
Saçları ağarmış, yüzleri kırışmış 70 li yaşlarda iki yorgun ve yıpranmış adamdı onlar. Anlaşılan dertleri vardı. Birisinin eşi ağır hastaydı. Eşinin kronik hastalığının tedavisi için ne kadar yıprandıklarını ve düzelmesi için ne kadar çaba harcadıklarını, fakat durumun değişmediğini üzgün ve bezgin olarak diğerine anlatıp durdu. Diğer yaşlı adam onu teselli etti. Ve bu defa o anlatmaya başladı. Onun derdi anlaşamadığı agresif ve dedikoducu iki dostu ve arkadaşının kendisi ile durmadan uğraması idi. Gerçi kanamalı birkaç rahatsızlığı da vardı. Akciğerleri, karaciğeri sağlıklı değildi. Bağırsaklarından problemleri vardı. Katarak ve prostat başlangıcı rahatsızlıkları da başlamıştı. Fakat o bunların hiç birine fazla aldırmıyor, nasıl olsa er veya geç öleceğine kendisini inandırmış ve hazırlamıştı. İlerlemiş yaşını düşündüğü için ömrünün fazla kalmadığını da hissediyordu. Fakat bu yaşta kendisi ile bu kadar uğraşan agresif iki arkadaşını da bir türlü anlayamadığı için çok üzgündü. Neden böyle davranıyorlar bir türlü anlayamıyordu. Oysa birkaç ay önce ne kadar iyi üç dost ve arkadaştılar, saç ayağı adlı bir de şiirleri vardı, birdenbire düşman gibi neden böyle oldular, bir türlü anlayamıyor, gerçek sebebi öğrenemediği için kahroluyordu yaşlı adam. Boş ver deyip geçemiyor, ansızın ne olduğunu anlamadan çok şaşırtıcı bir darbe yemiş gibi kendisini hissettiğinden dolayı için için eriyordu. Ve çay içerek dertleştiği yaşlı arkadaşına başka açılardan felsefe yaparak yaşlılığın psikolojisini anlatmaya başladı: “Azizim bizim yaşlarda her üç kişiden birisi mezarda, Hakkın rahmetine kavuşmuş durumda. Allah rahmet eylesin. Üçte biri hastane köşesinde veya evinde yatalak veya huzur evinde ahlar ve vahlar içinde ıstıraplı tedavilerle yaşam savaşı vermekte. Üçte bir ise bizim gibi kör topal biraz sağlık biraz hastalıkla ömürlerini tamamlamakta. Neden bizden genç olanlar, bizimle uğraşırlar anlamıyorum. Nasıl olsa birkaç yıl içinde öleceğiz. Bizi sevmeyenler de bizden kurtulur, olur biter. Ölmemizi ister gibi bu kadar neden acele ediyorlar anlamıyorum.” Bu sözleri dinleyen arkadaşı “Bir gün gelir, onlar da yaptıklarına pişman olurlar. Çünkü biten dostluklarda kimse kârda değildir. Herkes kendi açılarından bir şeyler kaybeder. Kaldı ki haksızlık edenleri Yüce Allah affetmez. Sen üzülme, herkes kendi kadardır” diye cevap verdi.
Az sonra ikisi de kendilerini daha da yorgun hissettikleri için birbirlerine veda edip evlerinin yolunu tuttular. Eşi hasta olan yaşlı adam eve dönmeden önce eczaneden eşinin biten ilaçlarından ve onun sevdiği birkaç meyvelerden aldı. Diğer yaşlı adam ise üzgün bir şekilde evine döndü. İştahsızdı, akşam yemeği yemedi. Odasına çekildi. Bilgisayara girdi. Kendisi ile uğraşan agresif arkadaşından yine bir sataşma var mı diye mesajlarına baktı. Sonra yüzünde garip ve buruk bir gülümseme belirdi. “Bu gün mesaj yazmamış ve sataşmamış. Buna da şükür. Fakat ne garip, daha üç ay önce en yakın, en güçlü, en vazgeçilmez iki dost gibiydik. Şu dünya ne kadar garip” diye söylenmekten kendini alamadı. Oysa kaderlerine yazılı tarihlerde vefat ettikleri zaman, geriye ne tartışmalar, ne dargınlıklar, ne de bugünkü üzüntülerden hiç biri kalmayacaktı. Olan bu güzel günleri zehir etmeye yarıyordu o kadar.
Oysa maksadını aşan üzüntü ve dertler, kişinin kendi kendisine ve başkalarına verdiği zarardan başka bir şey değildir. Dedikodu ise tüm üzüntü ve dertlerin yarattığı yangına, körükle gitmekten başka bir şey değildir. Dedikodu atmosferinden herkes zararlı çıkar.
Dedikoduları herkes ayıplar, yine de dedikodu etmekten birçok kişi vazgeçmez. Üstelik maksadını aşan, haksız ve yakışıksız ne kadar çok dedikodu vardır değil mi? Yaşanan her üzüntü ve dert, kalan ömrün daha da kısalmasına sebep olur. Son bir yıl içinde ne kadar çok dost ve akraba vefatının haberini aldık, cenazelerinde bulunduk diye iç çekti adam. Sıra kimde acaba, belki de bende diye düşündü. Allaha herkese sağlıklı ölüm vermesi için dua etti.

Tamamını Oku