Aç gözünü artık aç, Ortadoğu yanıyor
Bizim de hakkımızda ne oyunlar dönüyor
Müslüman’ın başına bomba, füze iniyor
Ölen Yahudi değil, dünya o yüzden bekler
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiirin mükemmel yamışın attığın taşlar umarım ulaşır yerine
Ama o fotoğraflar bir kez daha ağlattı beni buna canmı dayanır ne acılar çekiliyor orda masum bebekler bu acıları çekerken minik bedenler hiç bir şeyden habersiz can verirken bizim burada yüreğimiz yanmış varmı bir faydası
Yüce rabbim duy sesimizi
Bitsin bu vahşet
müthiş her bakımdan müthiş ağzına gönlüne sağlık
çok yerinde taşlar ulaşır inşaallah
selam ve sevgilerimle
Sevgili kardeşim Şahin Yılmaz:
Bin kere ''-Keşke bu şiirin yazılmasına neden olan olaylar olmasaydı!...'' Diyeceğim. Şiddet daima karşı şiddeti doğurur.... Bu gün rüzgar ekenler yarın fırtına biçer. Zalimin zülmü varsa sevenin de Allah'ı var... Bu anafikir etrafında yazılan şiirilerin hepsinin altına bu yorumu yazdım. Allahın sonsuz nimetlerine şükrederek kardeşçe yaşamak varken hırs bürümüş gözlerin esareti ile güzellikleri görmemeki bir birine yardımcı olmak varken bir birinin gırtlağına sarolmak ; Allah'a karşı ne büyük nankörlüktür... Bütün dünyaya huzur gelmesi için dua ediyorum. Allah kötülere zalimlere taş kalplilere fırsat vermesin.
Bütün dünyaya huzur ve mutluluk gelmesi dileklerimle bu edebi yönden muhteşem şiir üzerinde bir kaç şey söylemek istiyorum ama yine de ilk diyeceğim şey : Keşke bu muhteşem şiirin anafikri isyana sevk eden duygular üzerine olmasaydı.
Şiir 7 + 7 = 14 hece ölçüsünün inanılmaz akıcılığını ve ve etkili anlatım gücünü taşıyor. Kuruluş çaprazı ve edebi yönü kusursuz olmuş.
Hece şiirlerinin en büyük zorluğu olan hece sayısını tuturmak uğruna istenmeyen bazı kelimelerin veya eklerin zorunlu kullanımı burada görülmüyor. Muhtemelen şairin bilgi birikimi ustalığı ve doğuştan gelen yeteneğinin ürünüdür.
Şiir edebi yönden kusursuz olmuş.
Yorumu bitirmeden söyleyeceğim son şey : Şiirlerini beğenerek okuduğuım ve edebi yönünden ilham aldığım sayın Şahin Yılmaz'ı böyle HİDROJEN BOMBASI niteliğinde şiirler yazmaya inşallah kimse bundan sonra meydan vermez.
Ben bu usta kalemin konusu İnsan sevgisi Doğal güzellikler .. kısacası güzellikler olan şiirleri daha güzel yazacağına inanıyorum.
Bir fincan kahveye KIRK değil YÜZ yıl hatır veren Şahin Yılmaz ( not: haberi olmayanlar için buraya not alıyorum; şairin en popüler şiiridir ve konusu SEVGİ dir şu anda yayındadır) İnşallah güzellikler yaratmaya devam edeceği sevgi barış ve kardeşlik şiirlerine döner.
Allah'tan ölenlere rahmet , geride gözü yaşlı kalanlara sabır diliyorum. Son sözüm:
Sevap ve günahların eksiksiz tartılacağı Mizan Terazisini kimse unutmasın. Dünyanın geçici hırsı gözleri bürümesin...
Dr. İrfan Yılmaz...
Şiir işte bu. Siyonist Köpeklerin yaptığı caniliği gayet güz3el bir şekilde dile getirmiş ve hece ölçüsü ve kafiye ile nasıl şiir yazılacağını da en edebi şekilde göstermişsiniz. Tebrik ederim.
Her tarafa mayını, tuzağı kurdu yine.
Bebek kadın demedi, öldürdü, vurdu yine.
Dünyanın suratına kustu, geğirdi yine;
Maumların başında patlamakta kabaklar
Bakın, yine kudurdu şu siyonist köpekler.
...Ve sevgili kardeşim dünya seyre devam ediyor.
Mekana bir kıta bırakmadan geçemedik, kabulünle.
Çok anlamlı ve manidar bir Şahin Yılmaz şiiri daha.
Yüreğine sağlık.
Vayyyy....elinize,dilinize sağlık kaleminiz
susmasın böyle çağlasın....
DÖRT DÖRTLÜK BİR ŞİİR. KUTLUYORUM
SELAMLARIMLA
Ne yazsam ne desem fayda etmezki
İnanın bunlara gücüm yetmez ki
Feryadım arşı deler,kimselere gitmezki
Puşttan icazet alır,bizdeki koca şeyhler
Bakın nasıl kudurdu şu siyonist köpekler.'
__Hiç birini ağzını bıçak açmıyor boğazı tasmalıların.
Şahin çok yaralıyım
TV seyredemiyorum
Zulmü seyretmek ayrı bir zulüm oluyor bana.
Ama yine AKILLANMIYORUZZZZZ.
Allah yar ve yardımcıları olsun.
Ye's e düşmek ne derece akilane olur tartışılır...Lakin gidişatın vehameti,cümlemiz için biret olsa gerek...Sıra elbet gelecektir,sıradakilere.....Şimdiye dek biz yoktuk adı ortalara serilen,demek ki vaka-ı âti şüphesiz biziz.......
Ahlak sınırlarımı zorlayan vahşet görüntüleriyle uçuklamış dudağım özellikle hafta sonundan beri.....Dizlerimin bağı çöüzülüyor her sabah dinlediğim haberlere.Yolda okula gidip gelirken eline gazetesini alan(Eh 1,1-5 saatlik yol,başka türlü çekilmiyor ya:)))başlıyor vahşet sahnelerinin ayrıntılarını okumaya.Gözüm-kulağım ilişiyor istemeden....Gözlerim dalıyor Irak lara l-Lübnan lara Filistin lere derken koynuma saklıyorum bişeyler yapmaktan aciz ellerimi,yumuyorum görmek istemeyen gözlerimi ve başlıyorum dualarla El Mucib'den rahmet ve sabır dilemeye....Dilime akla hayale gelmedik küfürler tutunuyor ama susuyorum,susturuyorum beni yollara vuran kahrani söylevleri....Empatiyle kendim yaşıyorum yaşamayı/görmeyi bırakın görmek dahi istemediklerimizi...Ölüp ölüp diriliyor fani bedenim an ve an.....Acziyetimle küçülüp küçülüp pöti karelere ayırıyorum benliğimi hatta daha da öte gidip hücrelerimi bilem ayrıştırıyorum istemeden.....Hiç te dillendirmeyi sevmediğim Keşkeler kuşatıyor cümle başlarımı ve sonlarımı...E sonunda da maviş dünya hayallerine dualar ederek kankırmızı didelerimi yumuyorum kocaman güne...Hemen her gün böyle geçip gidiyor ya işte en çok canımı acıtan da bu!!!!!!BÖYLE DEVAMEDEDURMASI.......
Yeter olsun,beter olsun diyorum ve dar olsun mekanları kahrolası zikredilenlerin...
Şahin bey,duyarlı yüreğinize sonsuz sevgiler ve saygılar sunuyorum.....................
Herşeye rağmen ne mutlu bize ki,sığındığımız mevlam adaletle hükmedecektir yarattığı tüm hak sahiplerine:)))))
Mevlam hakkı için sevmek ve buğzetmek bize görevdir...O vakit buğzediyorum şerefi yerle yek olacak bu sıfatsız dizelere başkahraman olan ve mevlamın inşallah şiddetli azabına hedef zelil mahlukatların topuna........Mecburiyetten ,Rükn-ü Kainat olduklarından dolayı da insanlığımdan utanıyorum...Mevlam sonumuzu hayır getire......
Her bomba düştüğünde yüreğe dert eklenir
Zulüm edene karşı kinime kin eklenir
Adı cani bunların başka şey mi beklenir
Paramparça bölünür yeni doğan bebekler
İşte yine kudurdu şu Siyonist köpekler
BU DA ŞERENKADAN ARMAĞAN OLSUN ŞAHİN BEY. KALEMİNİZE SAĞLIK... SEVGİLERİMİZLE
Müslüman’ı sorma hiç, uyanmaz versen de şok
Şeyhlerin, kralların sırtı sağlam, karnı tok
Zaten bu kölelerin Yahudi’den farkı yok
Adam değiller adam, ot yığını öbekler
Bakın yine kudurdu şu Siyonist köpekler.
İşte, bunca aymazlık ve gafletin özeti bu dizelerde sevgili Şahin'im. İnşallah sıra bize gelmeden ayılırız
devlet olarak.
Yüreğine ve kalemine sağlık dost.
Selam ve dua ile.
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta