Siyasetle karışık bir aşk yaşatıyorum..
Belkide siyaset değildir kendimi tarif edişim.
Tutsak bir cografyada ter örgülere çekilmiş
yasaklı dillerle lâl olurum.
Örgülere rağmen ucurtmalar ucurtan,
Yüzleri somurtkan
avuçları tellere bulanmış,
Ve onlar sadece ezmer tende çocuklar.....
El sallardık üzerimizden geçen uçaklara
Avuç avuç olurduk o sınırlardaki bucaklara.
Birgün patlayan şekerler yağdı.
avuç avuç toprağa ekildik.
o avuçlar için o örgüleri aşanlar,
Bizleri anlayamayan,
sayamayan acımayan insanlar...
Ve insanlar sadece insanlar..
ancak ben anlayabilirim
bir cografyada acının tadını
rengini ve dokunuşlarını.
kendi yaşadıklarımla sırdaş olmayı
tutsakça titrekçe hüzünler saklamayı
Uzaklarda aramak kadar yabancıyım
Özgürlük kadar uçurumlar kadar...
bu tutsakya ülkesinde
Hayali sınırlarda mayınlar kadar tuzakta
Feryat figan yaşamanın
Birden çok organını kaybeden
yaşam üstü bir aşamada oluşuna...
Çocukçadır mayınlı oyuncaklarla oynamak
Büyükçedir yüreği avucunda
taşıyan analara cansız bedenlerle sarılmak
Büyükçedir toplanmış parçalarda kefene sarılmak.
Ve düşman anlaşılmazdır...
En çok ben bilirim dilsizliği,hırsızlık,
karnını duyurmanın edepsizliğini
Bir sapan'ı zafer işareti olarak gördüm
belki onun içindir hep nişanı ıskaladığım
oysa bir ben bilirim yuvasında
yakalanan kuşun feryadını
Benim kullarım bomboş olmasındadır çünküsü
Benim yollarım durgun
eskilerdeyim.. benim kafam yine dünküsü
Ben çok iyi bilirim yetim olmanın hüznünü
Sen benden bir parcayken simdi paramparca öyküsü.
Çok iyi bilirim dilenenemeyi
aç gezip avuçlarını açmaya çekinmeyi
Yasaklı duygular beslerim
Saklanmış gülümseyişlerinle sırdaş.
'Ez ji te hez dikim' bilinmeyen bir cografyadan
Hayali hudutlarda kazdığım şiirlerimdir topografyam.
izzettin coşkun
14.06.2013
Kayıt Tarihi : 28.9.2014 23:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!