Şiyar-ı Gazel (Şems-i Esrarım)

Rukiye Küçük
61

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Şiyar-ı Gazel (Şems-i Esrarım)

Mevsimler geçiyor, baharlar girmiyordu, ar/alık kapılardan
Ocakta biraz kül, biraz duman
İnanma duyduğuna ki gördüklerin de yalan
Cümleler bıçaksırtı, her sükut bir mavzer
Kabirden ses geliyor, yok gidenlerden haber
Alacakaranlıktan, güneş doğana kadar
Yanlışlar doğruları, götürüyor be şiyar

Ah! Şiyar Kaç sala okuduk gidenlerin ardından
Musallada yatıyorken o göçebe sevdalar
Bildiğimiz aynalar, yüzümüze yabancı
İçimizde bir yerde, hep o bilindik sancı
Gurbet el sıla oldu, sıla en uzak diyar
Gölgeler çırılçıplak, zaman puslu bir esrar
Zulümden hürriyete, kaç fersah kaldı Şiyar

Perdeler kapanıyor, henüz vakit ikindi
Akşamlar ömrümüze, neden hep erken indi
Sebepler giyindikçe, sonuçlar çırılçıplak
Bilirsin nefes almak, değildi ki yaşamak
Ne tufanlar gördük gemilerin dümeninde çakallar
Bir fotoğraf karesine sığmayan hayatlar var
Ben derinlere daldım, sen de çıkar be Şiyar

Bozbulanık geceler bir tesadüfmü dersin
Bildiklerimi bilsen sende isyan edersin
Asalet mertebesi medreseden geçmiyor
Namertlik denen illet soya çekim bilmiyor
Dinle mısralarda nağme nağme adın var
Vuslatı fısıldıyor deli dolu rüzgarlar
Bak 'yine aylardan Kasım'
Varlığınla doluyken her yanım Şiyar
Yokluğun iniyor yüzüme şamar şamar

Sen ki Her yüzün kendi gerçeğiyle yüzleştiği bir aynaydın Şiyar
Yüzsüzler birer birer ediyorken firar
Söyle Şiyar Yarına kaç var

Rukiye Küçük
Kayıt Tarihi : 30.10.2010 12:03:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Rukiye Küçük