Ben seni hep kalabalıkta gördüm gülerken,
Çay sırasında, okul kantinindeyken,
Kokunu duydum yanımdan geçerken.
Bir gün gülüşünü seyrederken ve kar yağarken,
Gömdüm kalbimi içinde sen varken,
Ben eldiven takıyordum, senin elini başka el ısıtırken...!
Etrafta kimse yok.Artık göremiyorum önümü.
Umursayıp cevap veren sadece yankısı sesimin.
Artık ses yok, tutacak el de yok, gidecek yol da.
Unutamadığımın kim olduğunu hatırlamıyorum artık.
Saçlarım bırakıyor beni çocukluğumla birlikte durduk yere.
Hayat kızıyor bana ben büyüdükçe...
Arkandan geliyorum gittiğin yere.
Attığımız adımların aralıkları bile aynı.
Düştüğün çukura da düşüyorum, çıktığın tepeye de çıkıyorum.
Tabanlarımızda aynı çamur var.
Ayaklarımızı aynı yerlerden yaralıyor aynı taşlar.
Nasırlarımız bile aynı yerlerden çıkıyorlar.
Alınan her nefes sonrası, havaya karbondioksitle karışık hüzün bırakılırdı o zamanlar.
Bir iki ölçü umut vardı, hayata katılmak için bekleyen.
Önce çukurca bir kalp alınır diye başlayan tarifleri hiç uyduramadık kitabına...
Aşk yapacağız derken göz çıkardık!
Parktaki salıncağın yalnızlığıyla başlayan gecelerde, mumla uyku aradık samanlıkta.
Aynı yerdeydin yine o gece,
Üstünde tek parça, gülüşün desenli bir elbise,
Yakışmış bedeninin her körfezine,
İlk defa güneşi gördüm, doğmadan önce.
O gece;
Büyüdüm artık çocuk! Oynayamam seninle.
El alem ne der? Sen de anlarsın büyüyünce.
Sana da isim takarlar olgun, sorumlu, yetişkin diye.
Aramızda kalsın ama
Ben anlamadım düzeni daha
Hiçbir şey öğrenmemişim aslında
Artık bilmiyorum olduğum yeri
Sanki hiç olmamışım gibi
Eskimiş fotoğraflarımda da
Bulamıyorum kendimi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!