Neden hor görülürsün ki ey dil-i şikeste, bunca his arasında.
Çok mu görürler şu yalniz ruhuma, ufacık bir tebessümü.
Neden bende ısıtılan olmadım, üşürken aynı göğün altında.
Çok mu görürler şu hûşunu yitirmiş al kanıma bir kere sarılmayı.
Konuşmak artik ağır gelir, ruhum yalnızlıkla sarmaş dolaşken,
Kırgınlıklarımın nidası kulaklarımda yankılanır.
Sabır perdesi yırtılmış, bu fani hayata mukavemetim kalmamış
Hakikate benzer kimse var mı? etrafta.
yoksa, herkes mi büyümüş
Ortak oluyor bulutlar, ayın hüznüne gece vakti.
Kirlenmiş duyguları, ışığına yansır; ondan olur neftî.
Gökyüzü küserken, yıldızlar yanında mecbur sükûtî,
Ve aldatır rüzgâr kuşları; umutla kaybederler şehri.
bu iç çekişlerin içinde rûhum bedenden vazgeçer,
koca hayâtın nizamına karşı deniz kıyıdan vazgeçer,
muhabbeti eksik kalan çiçek onca topraktan vazgeçer,
ey insanoğlu, verilen nice hissiyâttan nefreti seçer
Günlerden salı, oturmuşum bir gece derya kıyısına,
Ortak olur gözyaşlarım, serseri dalgasına.
Arkamda kırmızı bisikletim, bu hayattan gitmeye heveskâr,
Kaldırırım başımı, yıldızlar karşılar, bakışım onlara aşikâr.
Bir yandan kulağım, o küçük kızı yâd ettiren terâneyi işitir.
Hamrkeş amcalar geldi sanirim gitme vaktim geldi.
bir yere varmasam da yürürüm, hayallerim yol olur,
içimde suskun çocuk, ellerinde çiçeklerle kaybolur.
sokaklar tanık olur dirayetime, ben kendime konuk, kimsesiz gecelerde yürürüm, yalnızlığım yol olur.
insanlara küsmüş bir kasabada gözlerim açılsın istiyorum,
Sabahları kuş sesleriyle uyanıp sessizliğe karışayım,
Küçük evim ahşap aralarından açan çiçeklerle sarılsın istiyorum.
Gönül yarasından değil, yağmur damlalarından ıslansın gözlerim
Hergün Toprakla konuşup ellerimi gün doğumuna bulaştırayım,
Kır çiçeklerinden taç yapıp saçlarıma yakıştırayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!