acıyan suyu üşüyen ateşi yorumladım
tütüyorum
inkisâr-ı emeldir taşan rûh-i zarımdan
yeryüzüne yayılmış bir hüzün kırışığı
masumiyeti ayartan cılk düşünceler sarmış
en benim olan yanlarını
öfkesini sapanla fırlatan çocukların
gözlerinde sevinç çağlayanı çamaşır asan kadın
seksek oynayarak gülen çocuk
ve sevmeyi savaşmak kadar önemseyen adamlar
rastlayamıyorum mutluluğa
mutsuzluklarını birbirine silkeleyen insanlardan başka
ki ruhlar birer mezarlık
kadın ağlar, çocuk ağlar, adam ağlar
metruk bir hüzne dönüşüp buğdayın tarihini okuyorum
saflar değil sınıflardır çoğalan
siyah çürümüş doğumlar
her yer ölü yılan tıslaması
soylu bir kuşun kanadından düşen beyaz tüy gibi
hayata metres düşüyor umutlar
cam kırıkları gibi dilsiz
ucuz bir kavme sığınıyor kadınlarımız
yetim bir çocuğun oyuncağı kırılıyor içimde
yakılan bir köy kadar hasar tespit ediyorum kendimde
pelteleşmiş bu hayattan da kovuluyoruz
cilaları akmış putlar yönetiyor hayatı
müptezel sevmelerinden temizleniyorum
kırıyorum putlarını, baltaya tapıyorlar
hıdrellez günü için süsleniyorum
ibrahim bilinciyle giydim esvaplarımı
acıkınca helvadan putunu yiyen kavimden değilim
mermer ve granit kayalarla besleniyorum
insanlar, kardeşlerim
üstten, yanlardan daralan
gövdemdeki bu tel örgüler
sonra şu garip hayvanları seyretmek
âdem’in cennetten kovulma şaşkınlığı değil üzerimdeki
oğlunun cesedini sırtlayan bir anneyim
dünyanızdan kaçıyorum
Kayıt Tarihi : 4.8.2010 14:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!