Siyah menevişle menevişledim geceyi
Zalim!
Zalim!
Kara gözlerin kadar zalim meneviş
Hudutlarında ruhumun
Bir kancık pusuda şimdi
Siyah meneviş.
El değmez Yalıkavak köylerinde
Denizin mavisine
Zifaf gecesindeyse
Siyah meneviş
Kudurur bir kuduz köpek kıskançlıktan kudurur
Öptüm diye teneşirde
Bir soğuk bedeni
Siyah meneviş
Hangi buluta sorarsan sor
Hangi çöl kumlarını avuçlarsan avuçla
Nerde bulursan bul
Bir tas dolusu tuzşu deniz suyunu
Kırdıkça öfkelensen de
Çürük cevizleri
Zehir zemberek geliyor
Satsuma kız
Tarsus ovasında
Bir fellah bostanına
Siyah meneviş
Siyah meneviş al beni götür
Siyah meneviş sev beni
Siyah meneviş çıldırtma beni
Rengine saklandım
Renginde aklandım
Bir baston gibi tutundum sana
Seni bebeğim yaptım
Büyüttüm besledim
Şimdi korku zamanı mı?
Hayır...
Şimdi inkar zamanı mı
Hayır
Çürümüş ne varsa
Ne varsa
Kokmuş
Kokuşmuş
Kaçır benden
Siyah meneviş
Karanlık kilidini kaybetsede
Zevkle okyanuslarda
Karnlık kilitlese de bedenimi bilerek sorgularda
Cevaplarda hep aynı çemberi görürüm
Ürkek
Şehvetli
Ve kalleş
Siyah meneviş
Ömrün adını koymak gerekirse
Ve bir genç kadının eteği altında ise zulüm
Ve bir beke haykırışındaysa ölüm
Gel bir çelik soğukluğunda
Eksi elli derecede
Ateşin ortasına
Siyah meneviş
Bir bobin ip gibi
Taşıyamaz ürkekliğimi
Kirvem bir dağlıdır
Bir şehir tangosunda
Her gece seni için
Koruyamaz erkekliğimi
Senin için artıdır
Yanılgılar ve gölgeleri
Sermayemdir en ucuz gölge
Madem ki
Dört nala bir yolun
Ortasında acın
Kalyonlar dolusu izmarit
Çöp ve yalandan pislik
Melez bir ısırgan otudur
İçimde için
Siyah meneviş
Melek olsan da affetmem
Şeytan olsanda yüceltmem
Mekanın bir melu iblistir
Yüreğimde
Siyah meneviş
Reçine kokarsın alay etmeden
Bir hıyar gibi takke takarsın yalvarışlarda
En ücra resmimdir
Siyah meneviş
Bu ve bundan sonrası
Yani has ipek ve en kaltak çingene
Nsıl yabancıysa birbirine
Memleketim
Öyle yabanacıdır sana
Ve küskündür kuşlarımız
Siyah meneviş...
Evrenimde mühür
Yörüngemde zehir
İlaç olmadın sen bana
Ne bir köprü başında
Ne otuz iki yaşında
Gülüşüme kirlendin
Susuşumla ünlendin
Seni gidi
Siyah meneviş
Gün ortasında saklarsın
Gölgeme haykırışını
İnmeler gelir kıskançlıklarla
İşte burda yanılırsın
Siyah meneviş
Susar yürüyüşler
Konuşur oturuşlar
Bir fal açar zaman
Saniyelerin ortasında
Duvarlar yırtılır
Yamayamazsın
Dikiz tutmaz şarkılar
Tenekeler paslanmaz yaldızlı sularda
Rengiyle tenimin kumar oynarsın
Seni gidi uslanmaz
Siyah meneviş...
Minaralerden çiçek atarsın
Sandallardan gülle
Bir avcuna alırsın beni
Bir avcuna gözbebeklerimi
Radyasyon kokarsın
Bir kediyi okşarken
Söndürürsün bir üfürüşde
Bütün yıldızları
Batırırsın bir süpürüşte
Bütün çuvaldızları
Tozsuz
Dumansız
Sultan bahçelerinin
En ücra köşelerine
Sonra saksağanlar gelir
Kahkahalarla
Ve papağanlar dedikodularla
Yankıları gelir adalardan binbir kokuyla
Denklemler denklemlerle sevişir
Çözümler çözümlerle
Rakamlar rakamlarla kapışır
Ve seninle ben elbette
Ekonomiler tükenir
Enflasyona uğrar şiirler
Kalemlere zam gelir
Kağıtlar kirlenir
Soyunursun zevkten
Siyah meneviş
Karpuz kabukları
Yer verir
Kavun kabuklarına
Daha yumuşak diye
Sonbahar geldiğinde
Bir hafiflik hissedersin
Kanlı, canlı bir mahluk olursun
Siyah meneviş
Siyah meneviş
Seninle sabahladım her sabah
Günler uzayacak gibiydi seninle
Karanfiller bile kıskandı seni siyah meneviş
Penceremde sardunya sokağımda kış
Otobüsler yine tıkış tıkış
Sokaklar karmaşık
Hiç bir yerden yok çıkış
Siyah meneviş
Sünnetçi kalem açar gibi açtı erkekliğimi
Doktor hiç acımdan popoma vurmuştu zaten
Neden bu eziyet cinselliğime
Neden öpüşmeler gizlidir
Küfürler aleni
Anlayamadım bir türlü
Siyah meneviş
Ben bu dünyaya alışamadım....
Kayıt Tarihi : 27.11.2009 12:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!