Hayatımız avucumuzdan kayıp gitmiş olabilir.
Yanlış bir duvara dayanmış bir merdıvenin arkasında arda kalanlar.
Mutluluğu izleyen sôzümüz bencillikle suçlandı.
Anti-semıtist aşırı muhafazakar ve otoriterdi yaşasaydı sevgi.
İçimizdeki iyilik ve kötülükler zorbalık ve merhametle karanlık
ve aydınlıkta kucaklayamadık
sevgiye mana elbisesi giydirdi dualarımız.
Cesaret isteyen bir iş menkıbeler arasına seni serpiştirmek.
Bir gülsün bu karanlıklarda dualarda duyuşuma göre.
Yokluğun ilmine böldüm varlığına karıştırdım dünü.
Zedelenmiş duyguların mistikliğine dönüştü
ben acısıyla varoluşun senliği Yokluğunda
oynama dersini almış sevgim.
Akımım zorunlu duygusun
Günlerdir yıkanmamış dualarla kirli duygularım.
Yürekte içilmiş acıların yorgunluğu doluyor günlerime.
Gelişigüzel sıralanmadı sevgin o dar kafesli aklıma.
Bir şaka yapmak istemiştın belkide.
Ne olduğunu anlayamıyorum karanlıkta
Hep birşeye çarparak yere düştüm. Koşmaya çalışırken sadakatle
gözyaşlarım doldu seccademe.
Silkeledikçe günahımı zikre parçaları yapısıyor.
Donup kalıyorum. Görünürde bir şeyde yokluk.
Hızla geçtikçe mezar taşlarını ellerimle tutuyorum gözyaşlarımı.
Parlayan kocaman bir ayın altında pırıl pırıl kabristan duruyor işte.
Hiç görmediğimiz gece yarısını çoktan geçti
bu saatte arvasice akın ediyor.
Zikrine yavaşça kıpırdıyor yıldızlar.
Yeşil gözlerin soluk almıştı.
Bir ışık yandı besmeleyi alnında hissedince.
Sevişmek istediğinı bakişlarınla anlatıyordu.
Son noktasımdasındasın gördügun o acayip rüyanın.
Oysa yaşananların aynısıydı uyanınca kovulduğun rüyadan.
Yine şaka yapacağını zannettim.
Yanmamış sigarası elinde imkansızlığının farkındaydın. Sayısız kez yaralanmadım oysa.
Ölümlerden döndüm gece gezintilerinde.
İyici tanımaya başladım yaşarken
sigaramı tùttürme keyfinde sevgilide ölmeyi.
Şakaklarım zonklamaya başladı sevap ve günahlarımla hesaplaştıkça.
Dualarımı karıştıran eline bırakma çalısıyorum damlayan gözyaşlarımı
Boşunaydı yaşananlar. Namlusu çıktı yüreğimdeki silahın.
Hiçbir şey söyleden uzattım kaderine sevgilim.
33 kalibrelik bir tövbeydi yaşananlar.
Bir berdüşün zikrine koşuşturuyor.
Bazen pohpohlayan şeytana 33 besmelem.
Bazen alay ederdi seni saran bana hakaret eden cinlereydi
geceleri 33 ya hafızlarım.
Yalanlarla aldanmadı saçlarını okşayan ellerim.
Şimdi ücretlendi hayatlar.
Ben istirahat ediyorum eskiyen zamanlara inat geceleri seccademde.
Saatlerin zalim olduğu vakitte bulurum
yemeden içmeden belki pir hüdayiyle
irkildim acımasızca çalıp çırpandan.
İşler çığrından çıkıyor bır bir zikrıme karşı
O özel silahın sırrına gidiyor kaç 33 zikir bilmem
zülfikar gibi kesecek hayattan.
pırıl pırıl parlıyor şarjörümdeki zikir
Bırkaç saat oldu sen gideli. Üst katına tırmanıyorum ölüm için.
Çatışmak yok şöforuda değilim sevginin. Imamem sufileşiyor.
Zikrim kabzasıyla vuruyor geceye.
Şımdı her bir besmelem çıkıyor namlusundan mevlanın.
Gökkubeye inat alnına sıkıyorum.
Sızıp kalmalıyım artık seccademde çaresiz ve umut birıne inat.
Hiçbir şey söyleyememiştim. Şimdi eyüp sultanda mavi soluğum.
Hiç ayırmadan silahımı elimden okşar gibi çekiyorum zikrin tetiğini.
Garip çobanın işaret parmağı sarılacak ağır ağır ölümün rengine.
Şakağım fısıldadı hadi diye.
Salavatlarım ağlıyor ruhum da bedenimde kırıldı sevgili.
İkimizde bu şehre uzak kırlardan gelmıştik.
Tespihimin ipi koptu gözlerimi yum
Ukalaca eksik bir tanım sıradısı garip ama çobanlıktır hayatım.
Birkaç özlü söz arıyor sair olmayan yanım.
Kimse bilmez ölümün bildiği kadar.
Uğraşımız büyüler en uzakta duran hedeftir.
Gecesınde sorular tam anlamını bulsada zihimlerimizde.
Soğuk havalarda duygular çok uzağına serılmiş durur.
Açelecı geciyor bir oyun tutturmusuz.
Cevaplar kendiliğinden gelır.
Anlatılması gereken içimizdeki bilmediğimiz o adamda saklı.
Kendısinı dinleyen o ötekiydi..
Zihnimizden silinmisken ölüm.
İtıbar etmeyecek duygular karşılaşmalara.
Hiç bilmediğimiz bızı yoran.
Hz isa gibi ya çarmıha gerilmeli ya yusuf gibi kuyuya atılmalı.
Eğer yunus olacaksa o adam önce bir mezara girmelı
Zikrim henüz bitmedi biter bitmez çekeceğim tetiğini.
Evliya kokusu ağzıma burnuma doldu.
Ayağa kalkamıyorum. Bir an kısacık bir an baktım.
Başım henüz yan tarafına düşmedi
Mermiler yıne yüreğime saplandı.
Kan akmaya cesaret edemiyor.
Tabancanın ateşi çıkan parlak ışık kim bilir hangi ermiş.
Sanki hala alnında besmelem.
Gevşemiş ve rahatlamış gibiyim.
Siyah geceye inat akıyor kan.
Bulunduğum yerden tam olarak seçemiyorum
yüzünü ve dudaklarını o kadının.
Görebildiğim kadarmış belkide gülümsüyor kabrim başında.
Duyduğum Onun ayak sesleri
ona verdiğim silahtaki öteki mermilerin sesleri.
Boşaltıyor toprağıma birbir zikrini.
Boş tabancaydı oysa duy besmelen dedi.
İşte gerçek ölüm bu olsa.
kadim bir dost'a....sevgiy'le....y.e.d.... 22:04.. Engin Demirci
Engin DemirciKayıt Tarihi : 2.6.2008 12:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kadim bir dost'a....sevgiy'le....y.e.d.... 22:04.. Engin Demirci
TÜM YORUMLAR (1)