Siyah gül 2 Şiiri - Veli Can

Siyah gül 2

Günlerden hangisiydi bilmem
Saatleri hiç sorma bana ama yorgunluğunu taşıyorum
Bir kız kulesi gibi kalabalığın ortasında yalnızlığı yaşıyorum
Zor bir saatti unutmak yata unutulmak yokluğunun da yok olmak şiirler sığmayan bir burukluk du bu
Ben toprak sen suydun..
Sana öle muhtaçtım ki bedenim dilim dilim çatlarken yağmanı bekledim
Çöken omuzlarım öyle ağır geliyordu ki bana
Sen suydun bense sana muhtaç toprak
Hani sen yağsaydın bana ben içimden canımdan kanım dan sana türlü türlü çiçekler verecektim
Sen yağsaydın bana
Yeşerecektim sana gece gündüz kokular saçan krizantem çiçekleri ile yazı yaz yapan papatyalarla kışın o gururlu ve asil kardeleni ile selam verecektim sana
Sen yağsaydın bana bedenimde bu denli tarih kadar eski çatlaklar olmaz dı belki belki üzerimde gezen çocukların nasırlı ayakları acımazdı. O zaman uçurtmaları uçabilecekti belki daha hızlı koşacaktı o asi rüzgara ve o gururlu tepeler
Sen yağsaydın bana sana saklı kentin şarkısını söyleyecektim bir Nisan akşamında beni içine çekecektin o buram buram kokumu hissedecektin tüm hücrende
Sen yağsaydın bana
Sonbaharda dökülen kızıl yapraklarla senin gelişini kutlayacaktım ve sen...
Sen yağsaydın bana Harrandan Altın başaktan Cihanbeyli den Çukurova dan gülümseyecektim sana yem yeşil bir selam olacaktı bu
Sen yağsaydın bir ceviz ağacının dallarından ve yapraklarından bana o nazlı nazlı süzülmeni büyük bir keyifle izleyecektim
Eğer sen yağsaydın bana
yaşama dair ne varsa içimden fışkırtacaktım tüm renkleri ile sana ne varsa
Köklerini yüreğimin en derin köşesine kadar uzatan kavaklara verecektim dalları adeta Bir gelin duvağı gibi sağa sola saçan söğütler verecektim
Sen eğer yağsaydın bana asırlık kurumuş dudaklarımı ıslatacaktım senle
Ve dünyada benimle ilgili ne kadar kelime varsa hepsini sana çıkan bir yol olacaktı Duvarda bir resim ama içinde sen olan halıda bir desen içinde biraz ben
Şu ihtiyarın göz yaşı ile ıslatmayacaktı bedenimi başında sarığı anlında teri ellerini Kaldırmış dua ederken ve seni bir nazlı düğün günü gibi beklerken silmeyecekti Terlerini bedenime
Eğer sen yağsaydın bana
Çocukların ayakları acımayacaktı
Misketleri sekmeyecekti ve sekmesin diye beni as senle ıslatıp şekil vere bileceklerdi
Eğer sen yağsaydın
Kız kulesinin mahzeninde bir menekşe yetişecekti
Eğer sen yağsaydın bana sarı başakları ile ekin olacaktım selama duracaktım sana bide Hafiften rüzgar oldu mu işte o zaman mırıldanırdım sana birde türküler söylerdim Duyulmamış kıvılcım şen şakraklığı ile yanlız sana yazılmış olacak
Sen SU
Ben TOPRAK
Anlaya bilseydin sana ne denli muhtacım sensiz ben bir koca hiçim…

düşgözlü 19/10/2006 05; 17