Oturup siyah beyaz bir fotoğraf karesinde çocukluğumun kulağını çınlattım. Çocukluk arkadaşlarım geldi aklıma, koşup oynadığımız sokaklar, şefkatle baktığım kedilerim. Komşularımız: bir tabakla kapıyı çalar, kokmuştur size de getirdim deyip tatlı bir gülümsemeyle ikram ederlerdi bir tas çorbada olsa paylaşılan (şimdi resimleri paylaşılır oldu) . Sobalarımız vardı. Her kış ailece başında otururduk, bir tarafında çay diğer tarafında kestane ve külünde patates olurdu. Sıcaktı, sımsıcak ısıtırdı içimizi sevgiyle bakan gözler. Samimiyet ve dostluk kokardı demlenen her çay...
Odun, kömür döküldü mü kapıya bir mahalle taşırdı. Şimdi bir poşet taşımaz oldu insanlar...Yardım mı? Ya gösteriş için ya da zamanı gelince yüzüne vurmak için yapılır oldu. İnsan insana zor zamanında gerek diyen insanlar vardı. Komşulara emanet edilirdi kapı anahtarları. Siyah beyaz bir fotoğraf karesinde çocukluğumun kulağını çınlattım ve o eski güzel insanların varlığına şükrederek...
Gülten Alp
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta