Siyabend Şiiri - Mesut Arslan 2

Mesut Arslan 2
20

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Siyabend

Yeni uyanmıştı toprak
Mevsim caglayarak akıyordu doruklardan
Tonlarca yeşil nakşetmişti dağları
Serin esiyordu o gece yaşam
Bir kaya dibinde bağdaş kurup
Sol kolunu çantasına dayamıştı ölüm.
Uçurumun derinliğine bir sis gibi çökmüştü
Karşı yamacın yorgunluğu.
Sabah otururken tepelere,
Son sigarasını yaktı yaşam.

Kalktı, daldı vadinin derinliğine
Düşünde körpe bir ömrün kırıntıları
Bıyıklarına damla damla düşen yaş
Tıpkı çiğ taneleri gibi parlıyordu.
Vadi dibinde sonkez soluklandı
Avucuna doldurup ölümü
Defa kez yüzüne attı
Saçlarını uyandırdı parmaklarıyla
Sonra cebini yokladı bir süre
Ağırdı, çıkaramadı bir türlü.

Bir duman yükseldi az öteden
Göğü inleten bir ses ardı sıra
Deprem olup çatlamıştı yaşam
Nabzı bin atıyordu dağların.
Taş ve toprak yağdı sonra
Düştü bir kayanın dibine
Baktı son kez gökyüzüne
ısınmıştı, sıcak akıyordu ölüm.
Ve tüm gayretiyle cebinden cikardi
Babasız büyüyen çocukların fotoğrafını

Baktı iç çekerek tek tek
Aba diyordu en büyüklerine
O idi bütün kederlerin ablası
Bırakmıştı hepsini ardında
Öyle ki keder utanmıştı onlardan
İlk mevsiminde yakalamıştı onları
Yine de hepsi gülümsüyordu yaşama
Biri vardı dünya güzeli
O tüm fotoğrafın anasıydı
Her acının yerlisiydi, her kederin.
Ateşin icadından bu yana
Her yangının sönmeyen aleviydi.

Koydu göğsünün üstüne bastırarak
Dikti gözlerini göğün derinliklerine
Bir keklik ötüyordu yamacın dibinde
Dinledi uçurumun her sesini
Gözlerinde yaş, dudaklarında gülümseme
Bıraktı kollarına yaşamı, ölümün
Vadi yatağında kaya dibinde
Bir daha kimse görmeyecekti onu
Sesini, nefesini uçurum aldı
Acısı, sevdası kaldı geriye.

Mesut Arslan 2
Kayıt Tarihi : 13.3.2023 21:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bazı ölümler anlamlıdır, yine de büyük kayıptır...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!