Bir martı Mevlanadır ringlerin kansız vaktinde
Ve sürreal ve -izm bir şeylere ek ve bir şeylere son
İstanbuldadır yalnızca……değil
–bizim gölet- diyebilecek bir çocuğun
En çok çoğaldı bahçesinde
Bir martı –e yazar ya da elektronik bir rahleden geçer sanrısı
Bu martı benim gözlerime tüylenen bir çırpınış kadar
Ölüm serpiştirir aşk ve fahrenhayt üzerine
Bir martı siyahtır olacağına küffar sonuna mümin, feylesofun elmada kalan yarısı
Kanatları turşusuyuna bandırılmış bir Fransız havarisi gibi 12’siz ve kümbetsiz
Ya da yeni açılan çilehanede papyonu bej rengi hafif sallantıda
Bir martı siyahtır meczuptur ve az kala…. Yesevinin en sevdiği çukur
Düşer ve Havvanın kemiğinden yaratır Ademi, Afrodit bekler erkekliğini
Bir martı bir göç üzre
Kıssası kadim bir çoban kavalında bilenmiş kan
Deccalin zincirlerindeki yağ kadar akışkan
Geçer düş soluğundan sabbahın selamı üzre,
Cennet martıdır Şems, Ay kuvezde büyütülmüş gök bebeği
Ne martı ne deniz, oylum bir nefs aslolan sufi
Kollarına gerilen ha bir çarmıh ha bir hilal
Ruhun nasıl girdiyse ney ile bedene
Çık bir ecr ile bedeninden
Çünkü
Ne martı kurtarır ikbali ne çarmıh ne de hilal
Ahmet Serdar Oğuz
Kayıt Tarihi : 14.8.2017 09:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)