Bir nisan akşamı, yola çıkmıştık. Geceyi o yanıp yanıp sönen ışıklar adasında geçirecek, sabah erkenden su üstü karagözüne çıkacaktık. Niyetimiz daha erken yola çıkmaktı ya. Hava bir tuhaftı. Uzakta fırtına bulutuna da benzer sis vardı. Bir gündoğrusu bu sisi temizleyiverdi.
Bu sefer de gündoğrudan bir kara bulut gelip yağmurunu boşalttı. Sonra gökyüzünü boydan boya kaplayan bir ebemkuşağı görünce Kalafat:
- Selamet, dedi. Basalım artık. Hava düzeldi demektir. Kalafat'a göre fırtınalar atlatılmıştı.
Gökyüzündeki bu yedi renk, sükûna işaretti.Yola çıktığımız zaman, deniz dümdüzdü. Ebemkuşağı zaman zaman gözümüzden silinip tekrar ortaya çıkıyordu. Sanki dünyanın kuruluşundan bir gün yaşıyor gibi gidiyorduk.Arkama baktım. Bu sefer de Çamlıca sırtlarında bir iki bulut peydahlanmıştı.
- Poyraz geliyor, Kalafat, dedim.
- Gelsin, dedi. Gün batmadan Oksiya'dayız.
- Fener erken yandı galiba? dedim.
- O gece gündüz çakar be! dedi. Sivriada'nın bir mil açığında, sağımızdan hafif hafif bize yetişmeye çalışan poyraz kabarıverdi.Kalafat, kayığın burnunu poyraza çevirdi. Sivri'yi solumuzda bırakıp açılıyorduk.
- Neden böyle çekiyorsun küreği? dedim.
- Böyle çekmesem nasıl düşeriz Sivri'ye, dedi. Şimdi akıntıya verdik miydi sandalın burnunu, kürek çekmeden mağaranın önündeyiz.Sahiden de öyle oldu. Sular bizi tam mağaranın önüne getirdi. Sandalın burnunu mağaraya soktuk. Bekledik. Kalafat kepçeyi daldırıyor, kocaman karidesler tutuyordu.Birden durdu. Yanımızdaki çocuğa,
- Baksana, Sotiri, dedi, ayı balığı geldi galiba, bir ses duydum.Çocukla beraber kıçta oturmuştuk. Dönüp baktık: On kulaç ötemizde terli, şişman bir zenci çocuğu gözleriyle fok, bize bakıyordu.Baktı ve daldı.
- Orada mı? dedi Kalafat.Sotiri:
- Daldı, dedi.
- Yine çıkar. Mağarada geceler. Keyfi kaçtı oğlanın, biz var diye...Bu ihtiyar münzevi, senelerden beri buralarda. Bırakmış uzak denizlerini, yüzlerce karısını, binlerce çocuğunu, basmış gelmiş Marmara'nın bu Sivriada'sına...Güneş batıyor, martılar haykırıyor, karabataklar sudan çıkmış, ıslak kanatlarını kaldırabilmek için deli gibi çırpınıyorlar. Ayı balığı yeniden büyük bir sesle çıkıyor, büyük bir nefesle tekrar dalıyor. Mar
..........
..........
Kayıt Tarihi : 7.2.2017 16:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!