Sivas, Maraş, Çorum Şiiri - Yorumlar

Kazım Doğan
224

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ülkenin birinde,
Bir karıştırıcı varmış,
Bu karıştırıcının görevi,
Ülkeleri karıştırmakmış...
Karıştırırken haltları,
Hep cahil cühela takımını kullanırmış...
Oyunlarını bilen aydınları

Tamamını Oku
  • Sultan Arı
    Sultan Arı 02.07.2009 - 23:30

    ..karanlık yüreklerin hiç ışığı olmaz
    bilmezler mi ki türküler yanmaz
    gün gelir sanma hesap sorulmaz
    dayanır kapına pir sultan ölmez...

    aydınlık yüreğinizi kutluyorum...

    Cevap Yaz
  • Hayat Guzeldır
    Hayat Guzeldır 02.07.2009 - 21:29

    Bu kara lekenin asla unutulmaması için yazdıgınız bu güzel şiir için yüreginize saglık Paylaştıgınız için teşekkürler Dostca kalın

    Cevap Yaz
  • Gülçin Demirci
    Gülçin Demirci 02.07.2009 - 20:32


    İçimizi dağlayan olaylar..Karıştırıcılar hep vardılar,olacaklar.Ancak bizlerin uyanması gerek.Gerek te,uyandırmamak için tüm tezgahlar la kısa ve uzun hedeflerle engelleniyor..Kutluyorum duyarlı kalemi..saygılar

    Cevap Yaz
  • Şerafettin Muş
    Şerafettin Muş 02.07.2009 - 19:52

    BU GÜNE UYGUN ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR OLMUŞ ÜSTAD ELİNE VE YÜRĞİNE SELAM OLSUN SAYGILARIMLA

    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    İki temmuzda sivasda madımak otelindeyiz
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
    Bu utancı göğsümüzde taşıyan birer deliyiz
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Karanlıkların kıralı bak sivasa temeli attı
    Namuslu aydınlarımı sivasta ateşte yaktı
    Cehaletin bacasından utancın külleri kalktı
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Ağzına susturucu takılan şu sorumlular
    Ne tarih affeder bunu nede yakılan insanlar
    Madalya diye göğsünde bu utancı taşıyanlar
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    Dürülmüştü defterleri görüldükleri yerde
    Dost Şeref’im şu insanlık ucuzlamış perakende
    Yan yattı demokrasimiz insan hakları nerede
    Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala

    30/06/2009
    Dost Şeref

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe 02.07.2009 - 18:48

    Nerede görmüş yarasaların güneşi boğduğu...
    Hiç heveslenmesinler...

    Yüreğine sağlık sevgili Kazım Doğan...
    Kutluyor ve yitirdiğimiz aydınlıklarımızı saygıyla anıyorum ...

    Cevap Yaz
  • İsmet Koyuncu
    İsmet Koyuncu 02.07.2009 - 17:57

    BİR İNSANI ÖLDÜREN TÜM İNSANLIĞI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR

    böylesine güzel bir ayet varken bu canilerin MÜSLÜMANLIKLA ne ilgisi olabilir

    bu öldürme yetkisini nereden almışlardır
    bunun hesabını burda vermezlerse değişmez ilahi adalete vereceklerdir kurtulmaları mümkün değildir

    şu an acaba eserleri ile övünüyormudur yoksa eyvah biz ne yaptık deyip dövünüyorlarmıdır
    vijdanları onları boğmaya başladıysa tabiki ölüm onlarada yakındır artık

    dinine bağlı insan sevgi ile dolu olup hoşgörülü olur

    cümlesine RAHMET DİLİYORUM

    Yazan kaleme sağlık

    Cevap Yaz
  • Nazire Bağlar
    Nazire Bağlar 02.07.2009 - 16:36

    Masal gibi bir anlatımda facialar peşpeşe sıralanmış,vahşetler zinciri.
    İnsan bir karıncayı ezemezken,Allah islah etsin.

    Cevap Yaz
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun 02.07.2009 - 16:24

    duyarlı yüreğe alkış,,,unutmadık,unutmayacağız

    Cevap Yaz
  • Nar Tanesi
    Nar Tanesi 02.07.2009 - 16:23

    ELİNE DİLİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞAİR...

    Cevap Yaz
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir 02.07.2009 - 16:23

    BİR İNSANLIK AYIBI ....BAŞKA NE DENİR

    SİVAS MADIMAK OLAYI

    2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi yazar, ozan ve aydının ve iki otel çalışanının yakılarak hayatlarını kaybetmesi, oteli ateşe verenlerden de ikisinin de ölmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.


    Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda pek çok aydının yanı sıra Aziz Nesin bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.

    2 Temmuz 1993 günü organize biçimde öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.

    Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin,merdiven trabzasındaki görevli tarafından darp edilip,merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan azgın kalabalığa doğru itildiği dönemin özel televizyonları tarafından belgelendi.Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.

    Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Yine olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.


    YARGI SÜRECİ

    Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında 'laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma' suçlamasıyla dava açıldı,[1] geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.

    Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını 'taraflı, hukuka ve adalete aykırı' olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın 'Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu' belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.

    28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama[2] ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına[1] mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usül noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.[1]

    Sanıkların avukatlığını Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlendi ve bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti.[3]

    Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33'e düştü.[3] Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak[1] ve Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır.[3]

    Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.


    HATATINI KAYBEDENLER

    Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
    Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
    Gülender Akça - 25 yaşında
    Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
    Ahmet Alan - 22 yaşında
    Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
    Sehergül Ateş - 30 yaşında
    Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
    Erdal Ayrancı - 35 yaşında
    Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
    Belkıs Çakır - 18 yaşında
    Serpil Canik - 19 yaşında
    Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
    Nesimi Çimen - 67 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
    Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
    Serkan Doğan - 19 yaşında
    Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı, şelpe tekniğinin önderi
    Murat Güneş,Murat Gündüz - 22 yaşında
    Gülsüm Karababa -22 yaşında
    Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
    Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
    Koray Kaya - 12 yaşında
    Menekşe Kaya - 17 yaşında
    Handan Metin - 20 yaşında
    Sait Metin - 23 yaşında
    Huriye Özkan - 22 yaşında
    Yeşim Özkan - 20 yaşında
    Ahmet Öztürk - 21 yaşında
    Ahmet Özyurt - 21 yaşında
    Nurcan Şahin - 18 yaşında
    Özlem Şahin - 17 yaşında
    Asuman Sivri - 16 yaşında
    Yasemin Sivri - 19 yaşında
    Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
    İnci Türk - 22 yaşında
    Kenan Yılmaz - 21 yaşında


    KATLİAM ÜZERİNE ŞİİR VE BESTELENEN ŞARKILAR,TÜRKÜLER...

    Edip Akbayram, Türküler Yanmaz
    Ozan Emekçi, Sivas Ağıdı
    Sunay Akın, Kova Kaleci
    Grup Yorum, Sivas (Gün Tutuşur)
    Mahzuni Şerif, Sivas Dramı
    Zülfü Livaneli, Yangın Yeri
    Demirhan Baylan, Bildiğin Şeyler (Yangın)
    Almora, Güneşin Ozanları
    Radical Noise, Çığlık
    Akın Eldes, Madımak
    Moğollar, Issızlığın Ortasında
    Antisilence, Died On 2nd Of July
    Aşık Gülabi, Sivas Madımakta Canlar
    Metin - Kemal Kahraman, Renklerde Yaşamak
    Ferhat Tunç, Kızılırmak Boylarında Bir Şehir
    Serhad Raşa, Ey Felek


    ŞİİRİNİZİ KUTLUYORUM SAYGILAR

    MÜZEYYEN BAŞKIR






    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta