Ülkenin birinde,
Bir karıştırıcı varmış,
Bu karıştırıcının görevi,
Ülkeleri karıştırmakmış...
Karıştırırken haltları,
Hep cahil cühela takımını kullanırmış...
Oyunlarını bilen aydınları
Ülkenin birinde,
Bir karıştırıcı varmış,
Bu karıştırıcının görevi,
Ülkeleri karıştırmakmış...
Karıştırırken haltları,
Hep cahil cühela takımını kullanırmış...
Oyunlarını bilen aydınları
© Copyright Antoloji.Com 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Antoloji.Com'a aittir. Sitemizde yer alan şiirlerin telif hakları şairlerin kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Şu anda buradasınız:Sivas, Maraş, Çorum Şiiri - Yorumlar
5 Mart 2025 Çarşamba - 00:10:26
..karanlık yüreklerin hiç ışığı olmaz
bilmezler mi ki türküler yanmaz
gün gelir sanma hesap sorulmaz
dayanır kapına pir sultan ölmez...
aydınlık yüreğinizi kutluyorum...
Bu kara lekenin asla unutulmaması için yazdıgınız bu güzel şiir için yüreginize saglık Paylaştıgınız için teşekkürler Dostca kalın
İçimizi dağlayan olaylar..Karıştırıcılar hep vardılar,olacaklar.Ancak bizlerin uyanması gerek.Gerek te,uyandırmamak için tüm tezgahlar la kısa ve uzun hedeflerle engelleniyor..Kutluyorum duyarlı kalemi..saygılar
BU GÜNE UYGUN ÇOK GÜZEL BİR ŞİİR OLMUŞ ÜSTAD ELİNE VE YÜRĞİNE SELAM OLSUN SAYGILARIMLA
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
İki temmuzda sivasda madımak otelindeyiz
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
Bu utancı göğsümüzde taşıyan birer deliyiz
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
Karanlıkların kıralı bak sivasa temeli attı
Namuslu aydınlarımı sivasta ateşte yaktı
Cehaletin bacasından utancın külleri kalktı
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
Ağzına susturucu takılan şu sorumlular
Ne tarih affeder bunu nede yakılan insanlar
Madalya diye göğsünde bu utancı taşıyanlar
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
Dürülmüştü defterleri görüldükleri yerde
Dost Şeref’im şu insanlık ucuzlamış perakende
Yan yattı demokrasimiz insan hakları nerede
Kor ateşte yanan bağrım içimiz yanıyor hala
30/06/2009
Dost Şeref
Nerede görmüş yarasaların güneşi boğduğu...
Hiç heveslenmesinler...
Yüreğine sağlık sevgili Kazım Doğan...
Kutluyor ve yitirdiğimiz aydınlıklarımızı saygıyla anıyorum ...
BİR İNSANI ÖLDÜREN TÜM İNSANLIĞI ÖLDÜRMÜŞ GİBİDİR
böylesine güzel bir ayet varken bu canilerin MÜSLÜMANLIKLA ne ilgisi olabilir
bu öldürme yetkisini nereden almışlardır
bunun hesabını burda vermezlerse değişmez ilahi adalete vereceklerdir kurtulmaları mümkün değildir
şu an acaba eserleri ile övünüyormudur yoksa eyvah biz ne yaptık deyip dövünüyorlarmıdır
vijdanları onları boğmaya başladıysa tabiki ölüm onlarada yakındır artık
dinine bağlı insan sevgi ile dolu olup hoşgörülü olur
cümlesine RAHMET DİLİYORUM
Yazan kaleme sağlık
Masal gibi bir anlatımda facialar peşpeşe sıralanmış,vahşetler zinciri.
İnsan bir karıncayı ezemezken,Allah islah etsin.
duyarlı yüreğe alkış,,,unutmadık,unutmayacağız
ELİNE DİLİNE YÜREĞİNE SAĞLIK ŞAİR...
BİR İNSANLIK AYIBI ....BAŞKA NE DENİR
SİVAS MADIMAK OLAYI
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli'nin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 Alevi yazar, ozan ve aydının ve iki otel çalışanının yakılarak hayatlarını kaybetmesi, oteli ateşe verenlerden de ikisinin de ölmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir.
Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda pek çok aydının yanı sıra Aziz Nesin bu etkinlik nedeniyle dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin'in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.
2 Temmuz 1993 günü organize biçimde öğle saatlerinde Paşa ve Meydan camilerinde çıkan gruplar önce etkinliklerin yapıldığı Kültür Merkezi’ne ulaşarak, bir gün önce dikilen anıtı kısmen tahrip etti. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden, zor kullanılarak önlendi.
Hızını alamayan ve sayısı yaklaşık 10.000'e ulaşan grup, Kültür Merkezi’nden yeniden Hükümet Meydanı’na geldi. Hükümet Konağı’nı taşlamaya ve slogan atmaya başlayan grup ardından Madımak Oteli civarına ulaşarak, slogan atmaya devam etti. Grubun sayısı akşam saatlerinde 20.000'e yaklaştı. Grup önce Madımak Oteli önündeki araçları ateşe verdi ve oteli taşladı bunun sonucunda taşlanarak camları kırılan Madımak oteli tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakıldı. Otele sığınmış olan aydınlardan, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen,Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirdi. Aralarında Aziz Nesin'in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtuldu. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin,merdiven trabzasındaki görevli tarafından darp edilip,merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan azgın kalabalığa doğru itildiği dönemin özel televizyonları tarafından belgelendi.Başından yaralanan Aziz Nesin'i linç edilmekten araya giren polisler kurtardı. Yaralılar, polis arabalarıyla Tıp Fakültesi Hastanesi`ne götürüldü.
Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ile 2 saldırgan yaşamını yitirdi. Yine olaylar sırasında Atatürk - Kongre ve Etnografya Müzesi önünde bulunan Atatürk büstü tahrip edildi. Akşam saatlerinde valilikçe ilan edilen ”2 günlük sokağa çıkma yasağı” ile birlikte, güvenlik güçleri şehirde tam bir hakimiyet sağlayabildi.
YARGI SÜRECİ
Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190'a çıktı. Gözaltına alınan 190 kişiden 124'ü hakkında 'laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma' suçlamasıyla dava açıldı,[1] geri kalanlar serbest bırakıldı. Kamuoyunda Sivas Davası olarak bilinen davanın ilk duruşması, Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994'te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15'er yıl, 3 sanık hakkında 10'ar yıl, 54 sanık hakkında 3'er yıl, 6 sanık hakkında 2'şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.
Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını 'taraflı, hukuka ve adalete aykırı' olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize gittiler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın 'Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu' belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay'ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlattı.
28 Kasım 1997'de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası'nın 146/1 maddesine göre idama[2] ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına[1] mahkûm edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998'de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usül noksanlıkları nedeniyle bozdu. Şubat 1999 tarihinde usül eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000'de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesi'nce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.[1]
Sanıkların avukatlığını Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan üstlendi ve bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret etti.[3]
Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33'e düştü.[3] Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak[1] ve Yargıtay'ın 1997'deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır.[3]
Sivas Davası İstiklal Mahkemeleri sonrasında, tek bir davada, bu kadar çok idam cezasının verildiği ilk davadır.
HATATINI KAYBEDENLER
Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Gülender Akça - 25 yaşında
Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
Ahmet Alan - 22 yaşında
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır - 18 yaşında
Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen - 67 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan - 19 yaşında
Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı, şelpe tekniğinin önderi
Murat Güneş,Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa -22 yaşında
Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 17 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında
Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Ahmet Öztürk - 21 yaşında
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında
Kenan Yılmaz - 21 yaşında
KATLİAM ÜZERİNE ŞİİR VE BESTELENEN ŞARKILAR,TÜRKÜLER...
Edip Akbayram, Türküler Yanmaz
Ozan Emekçi, Sivas Ağıdı
Sunay Akın, Kova Kaleci
Grup Yorum, Sivas (Gün Tutuşur)
Mahzuni Şerif, Sivas Dramı
Zülfü Livaneli, Yangın Yeri
Demirhan Baylan, Bildiğin Şeyler (Yangın)
Almora, Güneşin Ozanları
Radical Noise, Çığlık
Akın Eldes, Madımak
Moğollar, Issızlığın Ortasında
Antisilence, Died On 2nd Of July
Aşık Gülabi, Sivas Madımakta Canlar
Metin - Kemal Kahraman, Renklerde Yaşamak
Ferhat Tunç, Kızılırmak Boylarında Bir Şehir
Serhad Raşa, Ey Felek
ŞİİRİNİZİ KUTLUYORUM SAYGILAR
MÜZEYYEN BAŞKIR
Bu şiir ile ilgili 22 tane yorum bulunmakta