Cennetten gelmiş gibi berrak suların senin
Uzanır kıvrılırsın dünya durağın senin
Güneydoğu,doğunun kalplerini sularsın
Ceddimin mezarına sevdan ile akarsın.
Akşam oldu ben yine mehtabı seyre daldım
Türkiye’yi dolaştım aklı hayale saldım.
Soğuk suların içtim önce varıp İzmir’e
Bursa’ya da giderek Ulu dağında kaldım.
Bize zehir etti hayatımızı.
Ayırdı babayı, anayı kızı.
Kuruttu yaylayı, otlağımızı.
Uygur Budunum'a bu ne zulümdür.
Çayda çıralar yansın
Kapılara dayansın
Vur davula vur ha vur
Gönül raksına kansın.
Çayda çıra çalalım
Baharlar yazlara önder
Coşar hava düzeldimi
No’lur bana haber gönder
Harput’a bahar geldi mi.
Akıyor mu üçlü pınar
Acep kavuşur muyum ne zaman düşer yolum
Sensizlikte şaşırdım kırık kanadım kolum
Gurbet elde çekilmez sensizlik gurban olum
Harput’u özlüyorum gurbet akşamlarında.
Bu caddeler binalar seni hiç andırmıyor
Harput benim canımsın
Harput benim kanımsın
Kanayan şah damarım
Sen benim her yanımsın.
Söylediğim sözümsün
Sorma aşığa Harput’u
Harput gönül durağıdır
Sevilir mi denilmez ki
Yarin saçının bağıdır.
Eğer Harput denilince
Çöktü şehrin üstüne akşamın karanlığı
Mehtap ta ileriden gökyüzünde göründü
Sardı büyüleyici akşamın hayranlığı
Şehir-i Mezra yine güzelliğe büründü.
Bilmem bundan kaç sene kaç asır önce bilmem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!